Examples of using Cale in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Dr Cale yeni reçete yazacak.
Dr Kellar's putting me on new ones.Cale hasta. film bitti.
With Cale sick, the movie's off.Cale bir şey oldu.
Something happened to Cal.Çok hafif hissediyorum. Ve beni hastaneden çıkardığı için Cale minnettarım.
I feel so light… and grateful to Cal for getting me out of the hospital.Bu Cale.
This is Cale.Millet, bu Cale.
Guys, everybody, this is Cale.Selam, Luli. Bunu son maçtan önce Cale verebilir misin?
Could you give this to Cal before this last match?- Hi, Luli?Stith, ateşi durdur.- Ben Cale.
Stith, hold your fire.- It's Cale.Adamın adı Cale Erendreich.
Guy's name is Cale Erendreich.Bunu yapan Cale Erendreich.
This was Cale Erendreich.Adamın adı Cale Erendreich.
The guy's name is Cale Erendreich.Eh, at yarışları dünyasına hoş geldin, Cale burada her şey olmasını istediğin gibi sona ermez.
Cale gözlerimin içine bak
Cale, you look… me in the eyesadece sana bakmam yetiyor. Iana da, Cale de.
Cale; bu gün,
Cale- that day,Dinle, Lillyyle Cale sabah erkenden yola çıkacak… ama Lilly ne tarafa gideceğini pek bilmiyor, yani… Yarışa gelmeni istiyorum.
And Lilly doesn't really know where to go so… Listen, Lilly and Cale are driving down in the morning I want you to come to the race.Cale gözümün içine bak
Cale, you look me in the eyeCale gözümün içine bak ve bana atının, kardeşimin atını… yenebilme ihtimali olduğunu söyle.
You think your horse has a chance of beating my brother's horse. Cale, you look me in the eye and you tell me.Dinle, Lillyyle Cale sabah erkenden yola çıkacak…
Lilly and Cale are driving down in the morningCale… gözlerimin içine bak ve söyle bana… sence atının
You think your horse has a chance of beating my brother's horse. Cale, you look me in the eye
