CENNETLIK in English translation

of paradise
cennet
heavenly
cennet
kutsal
yüce
göksel
ilahi
eşsiz
gökteki
tanrısal
semavi
in heaven
cennette
gökte
gökyüzünde
gökteki
heaven
semada

Examples of using Cennetlik in Turkish and their translations into English

{-}
  • Ecclesiastic category close
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
İnanıp yararlı işler yapan kimseler cennetlik olanlardır, onlar da orada temellidirler.
And do deeds of righteousness-- those are the inhabitants of Paradise; there they shall dwell forever.
İnanıp yararlı işler yapan kimseler cennetlik olanlardır, onlar da orada temellidirler.
But those who believe and do good works are the people of Paradise; for ever they shall live in it.
İnanıp yararlı işler yapan kimseler cennetlik olanlardır, onlar da orada temellidirler.
But they who believe and do righteous deeds- those are the companions of Paradise; they will abide therein eternally.
İnanıp yararlı işler yapan kimseler cennetlik olanlardır, onlar da orada temellidirler.
As for the righteously striving believers, they will be among the people of Paradise wherein they will live forever.
İnanıp yararlı işler yapan kimseler cennetlik olanlardır, onlar da orada temellidirler.
As for those who believe and do righteous deeds-these are the inhabitants of Paradise, wherein they will dwell forever.
İnanıp yararlı işler yapan kimseler cennetlik olanlardır, onlar da orada temellidirler.
But those who believe and do good deeds are people of Paradise, and shall live there forever.
İman edip makbul ve güzel işler yapanlar ise -ki hiç kimseye Biz gücünün yetmeyeceği yük yüklemeyiz- cennetlik olup, orada ebedî kalacaklardır. 2,286.
As for those who believe and do good, We never burden a soul beyond capacity. They are men of Paradise where they will abide for ever.
güzel işler yapanlar ise -ki hiç kimseye Biz gücünün yetmeyeceği yük yüklemeyiz- cennetlik olup.
of Allah- Islamic Monotheism), and worked righteousness- We tax not any person beyond his scope, such are the dwellers of Paradise.
İman edip makbul ve güzel işler yapanlar ise -ki hiç kimseye Biz gücünün yetmeyeceği yük yüklemeyiz- cennetlik olup, orada ebedî kalacaklardır.
And those who believe and do good- We do not impose upon any of them a burden beyond his capacity. They are the people of Paradise.
güzel işler yapanlar ise -ki hiç kimseye Biz gücünün yetmeyeceği yük yüklemeyiz- cennetlik olup, orada ebedî kalacaklardır. 2,286.
who have faith and do righteous deeds-We task no soul except according to its capacity-they shall be the inhabitants of paradise, and they shall remain in it forever.
İman edip makbul ve güzel işler yapanlar ise -ki hiç kimseye Biz gücünün yetmeyeceği yük yüklemeyiz- cennetlik olup, orada ebedî kalacaklardır. 2,286.
But those who believed and did righteous deeds- We charge no soul except[within] its capacity. Those are the companions of Paradise; they will abide therein eternally.
güzel işler yapanlar ise -ki hiç kimseye Biz gücünün yetmeyeceği yük yüklemeyiz- cennetlik olup, orada ebedî kalacaklardır. 2,286.
charge not any soul, save according to its capacity; those are the inhabitants of Paradise, therein dwelling forever;
İyi, cennetlik olmanı dilerim, ama sana karşı kışkançlık duymuyorum.
I wish you well, by heaven… but I don't envy you what you're up against.
güzel işler yapanlar ise -ki hiç kimseye Biz gücünün yetmeyeceği yük yüklemeyiz- cennetlik olup, orada ebedî kalacaklardır. 2,286.
performed good deeds according to their capacity- We do not burden any one, except within its capacity- are the people of Paradise; they shall abide in it forever.
İki taraf arasında bir perde, Arâf üzerinde de cennetlik ve cehennemliklerin her birini simalarından tanıyacak kimseler vardır
Between Paradise and Hell is a veil; and on the Heights will be some
İşte bu cennetlere kullarımızdan, Allahı sayıp günahtan sakınanları vâris kılacağız.
Such is Paradise which We will give as inheritance to those of Our servants who are devout.
Sabrettiklerinden dolayı onları cennet ve ipekle ödüllendirmiştir!
And hath awarded them for all that they endured, a Garden and silk attire;!
İşte bu cennetlere kullarımızdan, Allahı sayıp günahtan sakınanları vâris kılacağız.
This is the paradise We will give as inheritance to those of Our servants who are Godwary.
İşte bu cennetlere kullarımızdan, Allahı sayıp günahtan sakınanları vâris kılacağız.
That is the Paradise which We shall give the cautious worshipers to inherit.
Onları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacaktır; orda süresiz olarak kalacaklardır.
He will admit them to Paradise wherein streams flow to live therein forever.
Results: 46, Time: 0.0431

Cennetlik in different Languages

Top dictionary queries

Turkish - English