Examples of using Cesedine in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Cesedine ne oldu bilmiyorum; ama Ian öldü.
Cesedine ne oldu?
Cesedine neler olduğunu biliyor musun?
Nasıl öldüğünü ve cesedine ne olduğunu öğrenmek istiyorum.
Öldükten sonra cesedine ne olduğunu anlamak için değil.
Önce gidip cesedine bir bak!
Birincisi cesedine bakmak ikincisi de geçmişine bakmak.
Cesedine bakılırsa Sal çabuk ölmüş.
Yine de cesedine sarılamaz mıyız?
Size cesedine dokunabileceğinizi söylemedim.
Cesedine ne oldu?
Daha sonra cesedine kaza süsü vermişlerdir.
Tom Marynin cesedine bakmaya dayanamadı.
Bu cesedine iğnelenmişti.
Cesedine ihtiyacımız var.
İdam cezasından sonra cesedine ne yapacaklar?
Cesedine ne olmuş?
Hicbir şey. Cesedine bakmam gerekecek mi?
Cesedine bakmam gerekecek mi? Hicbir şey?
Ailesinin cesedine ne yapmak istediğine dair bir bilgin var mı?