CESURLAR in English translation

• brave
• dauntless
• braves

Examples of using Cesurlar in Turkish and their translations into English

Karargahları çok büyük değil; lakin, sadık ve cesurlar.
But they are loyal and brave. The garrison is not big.

Cesurlar gerçekten de hayal kırıklığına uğradı.
The Braves are really disappointed.

Cesur olmalısın. Cesurlar.
You must be brave. Brave.

Cesurlar hala geliyor. Başka bir top kaybı daha.
The Braves are still coming Another turnover.

Cesurlar gerçekten çok iyi bir kaleciye sahip. Ve Penaltı!
It is a penalty kick The Braves have got a good goalie!

Ve Cesurlar insanların umududur.
And the Braves are the people's hope.

Cesurlar eski bir kan davasını bitirmek istiyor.
The Braves want to settle an old feud.

Skor 3-2, Cesurlar önde.
Three to two, The Braves.

King bunu göremedi bile. Cesurlar sayı yaptı.
The Braves scored King couldn't even see it.

Cesurlar, Lordum. Tanıdığım en cesur askerlerdir.
The bravest I know. They are brave, My Lord.

Tanıdığım en cesur askerlerdir. Cesurlar, Lordum.
They are brave, My Lord. The bravest I know.

Benden daha cesurlar.
Braver than me.

Bazen erkeklerden çok daha cesurlar.
Sometimes they are much braver than the men.

Ölen cesurlar için.
Not for the brave who died.

Ama cesurlar, sadece bir kere.
The brave, only but once.

Cesurlar için bu bir fırsattır.
For the brave, it's an opportunity.

Cesurlar için, bedava gösteri yapacağım.
For the bravest, I will do some stunts first for free.

Cesurlar hep erken ölür.
The brave are always the first to die.

Hayır, Centaurlar çok cesurlar, ben buna hayranlık duyuyorum.
No, centaurs are very brave, I admire that.

Cesurlar, güçlüler ve aptallıktan uzaklar.
They are brave, strong, and far from stupid.