Examples of using Craven in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Lord Cravenin yazdığına göre,'' Sarı humma'' imiş.
Sabah çok erken geldim ve Felix Craveni etrafta sinsice dolaşırken gördüğüme yemin edebilirim.
Lord Cravenin yazdığına göre, Sarı humma'' imiş.
Koç Cravenin artık seni takıma almaması imkânsız.
Emma Cravene verdiğin maddenin özelliklerini öğrenmek istiyorum.
Tom Craveni öldürme riskini henüz göze alamayız.
Eğer uradan canlı çıkmayı başarabilirsen,… Burt Craveni sakın unutma.
Aynen, aynen. Wes Cravenin onlarla ilgili bir makale okuduğunu biliyorum.
Cravenin karanlık gerçekliğine dayalı'' kabus'' un tavuğu Freddynin kendisi büyük bir yenilemeden geçecek.
Fakat Hemşire Cravenin Boyd Carringtonun el falına baktığını görünce, onu bir korku sardı.
Fakat Hemşire Cravenin Boyd Carringtonun el falına baktığını görünce,
Craven Cleveland, Ohioda, Caroline''( kızlık soyadı: Miller)'' ve Paul Cravenin oğlu olarak doğdu.
Craven Cleveland, Ohioda, Caroline( kızlık soyadı: Miller) ve Paul Cravenin oğlu olarak doğdu.
Düşündüğümüz şeyler, hayranların ne düşünecekleri ve wes cravenin ne düşüneceği idi.
Robert, Lord Cravenin Batı Hint Adalarına düzenlediği sefere katılırken Cassandra da bizi yüzüstü bırakarak ağabeyi Edwardın deniz kenarındaki evine gidiyor.
Bayan Craven.
Merhaba, Craven.
Yastık, Craven.
Wes Craven değil.
İstediğim Craven değil.