Examples of using Düzeltmenin in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bunu düzeltmenin bir yolu yoktur.
Dünyayı düzeltmenin fırsatı.
Yaptığım şeyi düzeltmenin tek yolu buydu.
Bu kararı düzeltmenin bir yolu var mıdır?
Düzeltmenin bir yolu olmalı.
Keşke bu karışıklığı düzeltmenin bir yolu olsaydı.
Ancak bunu düzeltmenin bir yolunu bulmak çok geç değildir.
Bunu düzeltmenin bir yolunu bulurum… Bir şekilde.
Yani Artla bir şeyleri düzeltmenin bir yolu olmadığını mı söylüyorsun?
İşleri düzeltmenin bir yolunu bulur.
Açıkçası düzeltmenin bir yolu var mı bilmiyorum. Göreceksin.
Ne de olsa arayı düzeltmenin en iyi yolu birlikte çalışmaktır.
Düzeltmenin bir yolu yok mu?
Ben omurgayı düzeltmenin en iyi yolunu önerdim sadece. Gereksiz tedavi mi?
Evet ama düzeltmenin bir yolunu buldum.
Ben durumu düzeltmenin bir yolunu bulurum.
Düzeltmenin yolunu bulacağım.
Ama bunu düzeltmenin yolları var.
Hadi ama, Bir sıkıntı varsa, şimdi düzeltmenin vaktidir.
Belki de kayıtları düzeltmenin vakti gelmiştir.