Examples of using Dakiklik in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bay Stubner kitabının bir bölümü sadece, dakiklik üzerine yazılmış.
Bu ne dakiklik.
Ben- Bilirsin, Geographic Society dakiklik ister, Adem.
Bilirsin, Geographic Society dakiklik ister, Adem.
Ben bunun için doğdum. Dakiklik, refleks.
Dakiklik sorunlari, serpilen bir özgüven güçlü disler,
Dakiklik, sizin için bu kadar zorsa… Magic Castlea kaydolup… Neil Patrick Harrisle kart numaraları yapın.
Dakiklik, sizin için bu kadar zorsa… Magic Castlea kaydolup… Neil Patrick Harrisle kart numaraları yapın.
Dakiklik sorunlari, serpilen bir özgüven… güçlü disler, ensest görmemis genler…
Dakiklik sorunları, serpilen bir özgüven… güçlü dişler, ensest görmemiş genler…
Altı saat sürer dediler ama dokuz saat içinde bir Tholian şilebiyle buluşmam var ve dakiklik konusunda ne kadar hassas olduklarını bilirsin.
Öğretim kuramlarına göre, buradaki çocukların dakiklik sorunu varmış.
Dakiklik, bir lüks değil, bir zorunluluktur.
Dakiklik anlayışınız beni hayrete düşürse de… bu başvuruyu kabul etmek ve notunuzu yeniden hesaplamak… zorundayım.
Dakiklik anlayışınız beni hayrete düşürse de… bu başvuruyu kabul etmek ve notunuzu yeniden hesaplamak… zorundayım.
Dakiklik anlayışınız beni hayrete düşürse de… bu başvuruyu kabul etmek ve notunuzu yeniden hesaplamak… zorundayım.
Başka seçeneğim yok… şaşırtıcıdır dakiklik sizin eksikliği.
Dakikliğini taktir ediyorum.
Bir kadında dakikliğe bayılırım… Ya siz.
Dakikliği için Mikey bir dilim alıyor.