Examples of using Davetkâr in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bu su her ne kadar davetkâr görünse de yüzeyinin altında
Çalışma grubunu ona düşman edeceğiz böylece kokuşmuş kozasından karanlığın davetkâr kollarına koşarak gelecek.
su daha da davetkâr gibi.
Çalışma grubunu ona düşman edeceğiz… böylece kokuşmuş kozasından karanlığın davetkâr… kollarına koşarak gelecek.
temkinli davetkâr.
Çalışma grubunu ona düşman edeceğiz… böylece kokuşmuş kozasından karanlığın davetkâr… kollarına koşarak gelecek.
bereketli toprağıyla ve sıcak, davetkâr halkıyla tanınır.
Bir deniz anemonu zararsız görülebilir hatta resifin üzerinde durmuş vaziyette davetkâr bile görülebilir.
Bir bitki duvarı ve biraz çim koyacağım, Daha rahat ve davetkâr olması için restoranı düzenlememe yardım edecek.
Plajlar geniş ve davetkardır. Günler aydınlıktır.
Plajlar geniş ve davetkârdır. Günler aydınlıktır.
Umarım daha davetkar olursunuz.
Sanki davetkar bir hissiyatı var. Dokunabilir miyim.
Bay Vodka, Bay Davetkar Gözler.
Şu davetkar gözlere bir bak, ya şu öpülesi dudaklar.
Ve her zaman sıcak ve davetkârdı. Işık her zaman açıktı.
Plajlar geniş ve davetkârdır.
Gelecek sıcak ve davetkardır.
her şeye davetkarmış.
Tam olarak gördüğüm en davetkar yer değil.