Examples of using Deltanın in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Eğer 113 yapmış olsa, Deltanın misillemesini bekliyor olurlardı.
Senin onun kuyusunu kazmaya çalıştığını fark etti… bu yüzden ben de sana Deltanın peşini bırakmanı söylüyorum.
Senin onun kuyusunu kazmaya çalıştığını fark etti… bu yüzden ben de sana Deltanın peşini bırakmanı söylüyorum.
Senin onun kuyusunu kazmaya çalıştığını fark etti… bu yüzden ben de sana Deltanın peşini bırakmanı söylüyorum.
Senin onun kuyusunu kazmaya çalıştığını fark etti… bu yüzden ben de sana Deltanın peşini bırakmanı söylüyorum.
MÖ 945te Sirenaykadan bir Berberi kabile şefi olan 1. Şoşeng, Deltanın kontrolünü ele geçirdi
Hiçbir bölüğün Deltanın yarısı kadar Çalıştığını görmedim. Onüç yıldır ordudayım.
Ama Deltanın ağır kumu her elbisesinde bir gölge
Deltanın dev haliçlerinden birine giriyordum. Biraz daha ileride ben kanaldan çıkıp.
Süveyş Kanalı, deltanın doğusundan geçer ve bölgenin kuzey doğusundaki Manzala Gölüne girer.
Nyabarongo deltasının hemen hemen tüm kolları göle akar, ancak deltanın sadece bir kolu, doğrudan Akagera Nehrine boşalır.
En son değerlendirmelerimiz, onun yeni buluşu olan Deltanın bir prototipini getirebileciğini gösteriyor.
Onüç yıldır ordudayım, Hiçbir bölüğün Deltanın yarısı kadar Çalıştığını görmedim.
Dolaştırır ama ben onu indiririm. Deltanın arkasında. Ona kalsa ortalıkta.
MÖ 1.650 dolaylarında Orta Krallık firavunlarının gücü zayıflarken, Deltanın doğusunda Avaris kentinde yerleşmiş olan Asyalı göçmenler,
Siz Deltalar bir avuç disiplinsiz kovboysunuz.
Gitmeden önce, Deltaya katıldığımda Dalton aile toplantısını organize etmiştim.
Parti gecesinde, Phi Deltadan kiraladığı bir catering şirketiyle çalıştı.
Burası doğu Mısır deltasında bulunan Bendix adında bir yerdir.
Deltadan Gözcü Kulesine.