Examples of using Diktiği in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Şöyle bir duruma geldi, insanların, diktiği o ucuz ve çirkin evlere para vermelerine sebep olduğu için kötü hissediyor.
Gözlerini bana diktiği için Jeromea kızdım ve… intihar gözcülüğü ile ilgili aptalca bir söz söyledim.
Irmak kıyısında bahçeler gibi, RABbin diktiği öd ağaçları gibi, Su kıyısındaki sedir ağaçları gibi.
Tamam. Brooke, bana diktiği gelinlikte,… senin gelinliğin için ısmarladığı kumaşı kullandı.
Törenden hemen önce pantolonumu diktiği için Bay Hızır Pantolon Terzisine ve geçtiğimiz yirmi beş
Sırbistan Cumhurbaşkanı Boris Tadiç Kosovalı Sırpları ve KFORu gerginliği yatıştırmaya ve yerel Sırpların Kosova ile Sırbistan arasındaki hudut geçişlerine Kosovalı gümrük görevlilerinin yerleştirilmesine protesto olarak Temmuz ayı sonlarında diktiği barikatların etrafında zayiatı önlemeye çağırdı.
Bu eldiveni kim dikti, umurumda değil?
Bessie takımı elbiseyi dikti, OConnor parasını vermedi.
Hata yapmamalı, onlar diktiler beyazı ama olmalıydı güller kırmızı.
Cadılar Bayramı kostümleri diktim.- Hiçbir futbol antrenmanını kaçırmadım.
Onu tırmıkla, tohumları diktim, sulandırdım… yabani otları çıkardı.
Ben diktim o elbiseyi!
Onbeşinci doğumgününde diktik. Maureenle ben bu ağacı.
Elbiseni kim dikti, Kaylee?
Sen asmaları diktin.
Bu ceketi sen diktin değil mi?
Babam bunu 40 yıl önce dikmiş.
Bu elbiseyi kim dikti?
Bu ağacı, Maureen ve ben onun beşinci yaşgününde diktik.
Tim sana muhteşem bir takım dikmiş.