Examples of using Dinamite in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Theresa laboratuvar raporlarını ortaya çıkardığında bunlar dinamite ve yağlı kağıda işaret etmiş.
sevimli yaratıklara ve dinamite ne oldu?
O yüzden patlayıcıları nereye yerleştireceğini ve köprüyü anında patlacak zincirleme reaksiyonu nasıl yaratacağını bilen Köprüyü patlatabilmek için dinamite ihtiyaçları vardı.
Bakın, dinamitten yapılmış bir bayan!
Dinamitlerin işe yarayacağını nasıl bildin?
Dinamitin vurduğu yerde metrelerce Çukur açar.
Dinamitlerin tamamını bir arabaya yükleyelim.
Dinamitiniz var, değil mi?
Kamyonette hic dinamitiniz var mi?
Vakıf, dinamitin mucidi Alfred Nobelin vasiyeti üzerine kurulmuştur.
Dinamitin yakınında meşale, bana pek de mantıklı gelmiyor.
Ne kadar dinamitimiz var?
Dinamitin kalbi yoktur.
Dinamitin de var mı?
Nehirde yüzen yarım kasa dinamitten sonra endişelenmeye gerek yok.
Ama eski dinamitlerin saf nitrogliserin yaydıklarını çok iyi biliyorum.
Dinamitlerin nerelere yerleştirileceğini tam olarak bilen tek kişi sensin.
Artık senin dinamitçi çocuğun değilim.
Dinamitin kokusunu alabiliyorum.
Vargas savcıya dinamitin senden geldiğini anlatıyor.