Examples of using Dipteki in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bildiğimiz kadarıyla okyanusun sağlığı su döngüsüne bağlıdır yüzeydeki suyun dibe batması ve dipteki suyun yukarı çıkmasına.
Bu hikayeyi daha önce görmeyenler için iki yıl önce'' Dipteki Yabancılar'' adında mükemmel bir film olan IMAX filmini yaptı.
Arabayı bulsalar bile, dipteki balçık cesedin kaybolmasını makul kılacaktır.
Arabayı bulsalar bile, dipteki balçık cesedin kaybolmasını makul kılacaktır.
Peki, dipteki milyar, bu eşiğin altında mı, üstünde mi?
Axel Francois, kendini dipteki ikiliden ve kafa kafaya yarıştan kurtarmaya çalıştı.
yakın kanala atmak ve istediği cevapları dipteki sümüklüböceklerden almasını sağlamak.
ilk olarak dipteki grup, yani Afro-Amerikan öğrencilere
Her bir yaratık, kendi uzuvları ile dipteki kayalara ve taşlara tutunmuştu.
hafif asidik; bu yüzden tepelerin bazı taraflarında dipteki killi kısımlarından daha çok olarak bulunur.
Zeki çocukları üniversite göndermek hakkında böbürlenecek kadar özel bir şey değil. Mutluluk dipteki bir öğrenci Pa rang Üniversitesine girmesidir.
Misisipinin dibinden çıkarılmış gibi gözüküyor.
Rüzgar dipten geliyor.
Rüzgar dipten geliyor. Bu görüntüler 10 kat yavaşlatılmış.
Vadi dibindeki insanların kendi sonlarını hazırlayacakları kimin aklına gelirdi ki?
Dolabın dibindeki bir kutu.
Körfezin dibinden seni çıkaran adam.
Buranın dip olduğunu sanmıyorum.
Onu dipten çıkarmamız üç ay sürdü.
Okyanusun dibini sen arayamazsın ama ben ararım.