DOĞRULANMAMIŞ in English translation

unconfirmed
teyit
doğrulanmamış
onaylanmamış
edilmemiş
unsubstantiated
ispatlanmamış
doğrulanmamış
asılsız
kanıtlanmamış
dayanaksız
unverified
doğrulanmamış
teyit edilmemiş
uncorroborated
doğrulanmamış

Examples of using Doğrulanmamış in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Doğrulanmamış kazançlar dahil, müşteri hesaplarında eksik olan meblağ toplamda 35 milyar dolar olarak açıklandı.
The amount missing from client accounts so far, including unsubstantiated gains, has totaled over $35 billion.
Ancak, Batı Tazmanyada doğrulanmamış görüntüler gerçekte bu kaplanın soyunun tükendiği üzerine şüpheler uyandırmakta.
However, unconfirmed sightings in Western Tasmania have cast doubt that, in fact, the tiger's extinct at all.
Polis şu ana kadar yorum yapmaktan kaçındı ancak doğrulanmamış görgü tanığı ifadeleri Starling City kanunsuzunun bu akşamın erken saatlerinde Bayan Queene ofisinde saldırdığını ileri sürüyor.
So far the police are unwilling to comment, but unsubstantiated eyewitness reports claims that the Starling City vigilante attacked Mrs. Queen in her office earlier tonight.
Bunlara ek olarak, ölümleri Sovyetler Birliği tarafından örtbas edildiği iddia edilen Kayıp Kozmonotların birkaç doğrulanmamış hesabı vardır.
In addition to these, there have been several unconfirmed accounts of Lost Cosmonauts whose deaths were allegedly covered up by the Soviet Union.
Korumalı alan sık virüs veya diğer kötü amaçlı kod içeren yazılım ana makine zarar için izin vermeden olabilecek doğrulanmamış programları test etmek için kullanılır.
Sandboxing is frequently used to test unverified programs that may contain a virus or other malicious code, without allowing the software to harm the host device.
Yılından sonra on binlerce insanın öldürüldüğü yönündeki iddiaların doğrulanmamış hikayelere dayandığını ileri sürdü.
The allegations that tens of thousands people were killed after 1945 are based on unconfirmed stories.
Sayın hakim, bu savcılığın duruşmaları sıfırlamak için yaptığı… kanıt kurallarınca doğrulanmamış, umutsuzca bir hamlesi.
Your Honor, this is a desperate move by the prosecution, unsubstantiated by the rules of evidence, to reset these proceedings.
ama daha doğrulanmamış.
but it hasn't been confirmed.
Tek sahip oldukları doğrulanmamış ifadeler ve köpeğimin temizlemediğim kakası.
And a warrant I wouldn't pick up my dog's poop with. All they do have is an uncorroborated statement.
Raza'' mürettebatının, bu tesiste görüldüğüne dair doğrulanmamış raporlar aldık.
We have received unconfirmed reports that the crew of the"Raza" has been seen on this facility.
Martta, Vitebskte 75 yaşındaki testi pozitif olan bir hastanın resmi olarak doğrulanmamış vefatı medya tarafından bildirildi.
On 31 March, an officially unconfirmed death of a test-positive 75 years old patient in Vitebsk was reported by the media.
Her iki taraf da kan dökmekte. hızla kötüleşen durum içinde… Doğrulanmamış haberlere göre.
There are also unconfirmed reports… that atrocities are being committed by both sides in the rapidly worsening situation.
Princetondaki zaferlerimizin… doğruluğu kanıtlanıncaya kadar tek ve doğrulanmamış bir rapordur.
Princeton proved it accurate. It was a lone report and unconfirmed.
Bu, Trenton ve Princetondaki zaferlerimizin doğruluğu kanıtlanıncaya kadar tek ve doğrulanmamış bir rapordur.
It was a lone report and unconfirmed until our victories at Trenton and Princeton proved it accurate.
Mesaj dört kelime uzunluğunda, içerikten yoksun doğrulanmamış ve bu yüzden de güvenilir olamaz.
The message is four words in length, lacks context, is unverified, and so cannot be trusted.
Y: i}… tenha olmayan…{ y: i}… doğrulanmamış… Selam, Vivian!
Unconfirmed reports… Hey, Vivian. Confirmed it is not an isolated… Let's go!
Bazı vatandaşların, gizli acil durum barınaklarına nakledilmeye seçildikleri için… ülkenin dört bir yanındaki askeri üslere rapor verme talimatlarıyla birlikte… Başkanlık Uyarıları alan bazı vatandaşların doğrulanmamış raporları var.
With instructions to report to military bases around the country, having been selected for transport to classified emergency shelters. There are unsubstantiated reports of some citizens receiving Presidential Alerts.
Bu doğrulama süreci birkaç hafta alabilir ama doğrulanmamış bilgi göndermek veya yayımlamaktan doğacak risk son kullanıcı( yanlış bilgilenme
This validation process may take a few weeks, but the risk arising from sending or publishing non-validated information is too great for the end user(risk of misinformation
Seçim yetkilileri tarafından resmen doğrulanmamış ön sonuçlar,
Preliminary results, not officially confirmed by election officials,
kod çalıştırmak için, muhtemelen doğrulanmamış ya da güvenilir olmayan üçüncü kişiler,
code, possibly from unverified or untrusted third parties,
Results: 63, Time: 0.0268

Doğrulanmamış in different Languages

Top dictionary queries

Turkish - English