DOKUNABILIRIM in English translation

• touch

Examples of using Dokunabilirim in Turkish and their translations into English

Kameraya sadece ben dokunabilirim.
Only I can touch the camera.

Nerene dokunabilirim? Nereni?
Where can I touch you?

Artık sana dokunabilirim, Hainsley.
I can touch you now, Hainsley.

Ona nasıl dokunabilirim?
How do I touch him?

Şimdi sana dokunabilirim.
I can touch you now.

Sadece ben dokunabilirim.
I will stroke it.

Sana istediğim zaman dokunabilirim.
I can touch you whenever i want.

Kristale yalnızca ben dokunabilirim.
The crystal can only be touched by me.

Bana dokunulmasından hoşlanmam ama sana istediğin şekilde dokunabilirim.
I don't like being touched, but I can touch you how you want.

Sözlesmeye öyle imza attim. Kameraya sadece ben dokunabilirim.
I signed the form… only I can touch the camera.

Ama ona dokunabilirim.
But I can touch him.

Sonunda sana dokunabilirim.
I can finally touch you.

Sana nasıl dokunabilirim?
How can I touch you?

Aşkım, en azından burada sana dokunabilirim.
My love, at least here I can touch you.

Siz dokunamazsınız ama ben dokunabilirim.
You can't… but I can.

Evet, dokunabilirim.
Yes, I can.

Çünkü ona sadece ben dokunabilirim.
Because I am the only one who can touch it.

O zaman ben de size dokunabilirim.
Then I can touch you.

Aaa, evet o gerçek, dokunabilirim.
Oh, yes, it is. I can touch it.

Hayır, Söyle bana kendime nasıl dokunabilirim, anne.
No, tell me how to touch myself, Mother.