DOLAP in English translation

closet
dolap
gizli
tuvalet
odası
gardırobu
klozette
locker
dolap
soyunma
deposu
kasayı
kilidi
odasında
cabinet
dolap
kurul
kabinesi
bakanlar kurulu
cupboard
dolap
yüklüğü
fridge
buzdolabı
dolap
wardrobe
gardırop
dolap
kostüm
kıyafet
gardrop
elbise
giysiler
gardrob
scheme
şema
plan
entrika
dolap
düzeni
komplomun
projemi
düzenini
bir tuzak
freezer
dondurucu
buzluktan
buzdolabı
dolabı
var
buzhaneyle
refrigerator
buzdolabı
bir buzdolabı
dolabı
bir buzdolabını
buzdolabı var
closets
dolap
gizli
tuvalet
odası
gardırobu
klozette
lockers
dolap
soyunma
deposu
kasayı
kilidi
odasında
cabinets
dolap
kurul
kabinesi
bakanlar kurulu
cupboards
dolap
yüklüğü

Examples of using Dolap in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Sorun değil. Dolap. Sandım ki bir ihtimal.
I thought… I thought maybe… It's okay. The cabinet.
Eve döndüğümüzde dolap aynen böyle görünüyordu.
When we came back, the freezer looked just like this.
Dolap sıkıntısı falan mı çekiyorsun… Michael, bugün yaramazlık yapamazsın.
You having a wardrobe malfunction, or… You can't be nasty today.
Dolap değil, Anna.
It's not a scheme, Anna.
Artık dolap satacak kadar sıcakkanlı ve sevimli olmadığımı düşünüyorsun.
You're saying I'm not warm and cuddly enough to sell closets anymore.
Üst dolap. Bu bir kutlama.
Top cupboard. It's a celebration.
Dolap seni Aleme götürür.
The freezer takes you to the Realm.
Sağlıkçıların dolap anahtarına benziyor ama 107 Lucynin dolabı değil.
But 107's not Lucy's locker. It looks like a medic's locker key.
HErşEy burada: doLap, pEncErELEr, vE ıLık.
Everything's here: fridge, windows, it's warm.
Balın yanındaki dolap. Çay, siktir.
Tea, tea, tea, shit. The cabinet next to the honey.
Dolap falan yok, kart kuş.
No scheme at all, old bird.
Aynen, yiyecekleri soğuk tutmaya yarayan dolap.
The refrigerator? Yeah. The box in our kitchen that keeps things cold.
İki farklı dolap bunlarla dolu hiç açılmamış ve kullanılmamış.
Two different closets filled with this stuff, all unopened and unused.
Birkaç dolap var.
Got a couple of lockers.
Üst dolap. Bu bir kutlama.
It's a celebration. Top cupboard.
Dolap anahtarı için üyelik kartınızı buraya bırakın. Affedersiniz.
Sorry. Hand in your membership card here for a locker key.
Her şey burada: dolap, pencereler, ve ılık.
Everything's here: fridge, windows, it's warm.
Dolap yapımcısı Château de Versaillesa ait… 16.
It belonged to a cabinet maker in the days of Louis XVI.
Eminim Bayan Florrick'' dolap'' kelimesinin ne anlama geldiğini biliyordur.
I'm quite certain Mrs. Florrick knows what"scheme" means.
Dikkat edin, dolap çizilmesin.
Be careful, don't scratch the wardrobe.
Results: 1239, Time: 0.0483

Top dictionary queries

Turkish - English