DOSTANE in English translation

friendly
dost
dostane
arkadaşça
samimi
cana yakın
dostluk
sıcakkanlı
sevecen
canayakın
arkadaş canlısı
amicable
dostane
dostça
bağdaşık
arkadaş
barışçıl
a mingler
dostane
friendliest
dost
dostane
arkadaşça
samimi
cana yakın
dostluk
sıcakkanlı
sevecen
canayakın
arkadaş canlısı
friendlier
dost
dostane
arkadaşça
samimi
cana yakın
dostluk
sıcakkanlı
sevecen
canayakın
arkadaş canlısı

Examples of using Dostane in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Dostane davrandigim icin bana yazan aptallar var.
I had idiots hitting on me, just because I was friendly.
Dostane davrandigim icin bana yazan aptallar var.
Just because I was friendly. I had idiots hitting on me.
Yukarı çıkarken dostane tavır takın. Demedi deme.
I'm telling you. Be friendly on your way up.
Tabii o zamanlar sadece dostane, masum bir şeydi.
Course, it was friendly then, innocent.
Kimisi dostane olabilir, kimisinden de uzak dursan iyi olur.
Some can be friendly, some you would do well to steer clear of.
Kimisi dostane olabilir, kimisinden de uzak dursan iyi olur.
Some you would do well to stay clear of. Some can be friendly.
Dostane bir hakim var.
I got a friendly, go-to judge.
Onlarla dostane ilişkilerim var.
I'm friendly with them.
Dostane bir hayırı mı tercih ederdin?
Would you have rather had a friendly no?
Hayır, dostane bir yüzü var.
He has the face of a friend. No.
Ve birbirimize dostane yaklaşmadık. Kötü bir başlangıç yaptık.
And we weren't friendly with each other. We started off on the wrong foot.
Çok dostane görünmüyordu.- Vay be.
Wow. That didn't seem very friendly at all.
Hiç dostane gibi görünmedi bana.
She doesn't sound like a friend to me.
Dostane bir satıcı.'' Hey naber?
Just kind of friendly, like,""Hey… what"sup,?
Buna karşı o… gerçek yaşamda pek dostane değil.
Although he wasn't… anywhere near as friendly in real life.
ancak… sıcak ve dostane.
yet warm, neighborly.
Çok sıcak, çok dostane.
It's warm, it's friendly.
Sam, Carson, yeterince dostane insanlar.
Sam, Carson- They're friendly enough.
Her neyse, bu dostane ziyaret için teşekkürler.
Anyways, thanks for the neighborly visit.
İyon fırtınası pek dostane görünmüyor.
That ion storm doesn't look very neighborly.
Results: 455, Time: 0.0319

Top dictionary queries

Turkish - English