Examples of using Drago in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Drago sert vuran bir boksörle boy ölçüşmeyi bilen biri varsa o da Rockydir.
Bakın, onla beraberken… Johnnyi gerçekten kızdıracak biri olmalı-- Drago kadar kızdıracak.
Palazzo Albani del Drago, Domenico Fontana tarafındann yapılmış
Avrupa Konseyinin Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu( GRECO) başkanı Drago Kos, Sırbistandaki Yolsuzlukla Mücadele Dairesindeki değişikliklerde birden fazla görevde bulunma uygulamasının devamına izin verilmesi halinde olağanüstü bir hasar meydana geleceğini söyledi.
turnuvanın finalinde Team AAAye( Aero Star, Drago ve Fénix) yenildi.
Vinko Pandureviç, Vujadin Popoviç ve Drago Nikoliçin de Sırbistanda saklandıklarına inandığını söyledi.
Üç gün süren bir turnuvada finale kalan takım en son Team AAAye( Aero Star, Drago ve Fénix) elendi.
eski Başbakan Yardımcısı Domagoj Miloseviç, ve HDZ Merkez Komitesi üyesi Drago Prgomet.
Mladiçin gayrıresmi sözcüsü Milan Gvero ve VRSnin Zvornik Tugayının üç eski üyesi Vinko Pandureviç, Drago Nikoliç ve Milorad Trbiç.
Işık Kılıcı Black Dragona karşı çıkan tek silahtır.
Sizi Dragoya götüreceğim!
Ya da GK Dragonun İsviçrede okuyan torunu olur.
Tasty Dragona hoş geldiniz.
Sen, Dragonun yanındayken o da ormandaydı.
Dragonu engeller arasında ararken, her engel bir kapı.
Koku dragondan geliyor!
Cidden dragonla savaşmayı düşünüyor musun, savaşçı?
Sadece dragonun icabına bak.
Usta Dragonun bana söylediğini yaptım.
Black Dragonun, intikamını almak istiyorum.