Examples of using Eda in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bir gün toplantıdayız, Eda bir anda daldı içeri… yürü dedi, halama gidiyoruz kahve içmeye.
BİNGÖL: Bingöl Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Dr. Eda Erdener hakkında idari soruşturma başlatıldığını bildirdi.
Abiciğim, bir anda bu Eda, nişan falan, ne oluyoruz?
Evrensel gazetesinden Eda Yıldırımın haberine göre bilirkişi heyeti raporunda ilk olarak serinin filmini yöneten Peter Jacksonın
Çok güzel olmuş. Eda, sen madem Serkan Bolatla aynı eve çıkmıyorsun… o zaman niye Seline aynı eve çıkıyoruz dedin,
Ayşe Eda Biçer ve Işıl Selen Denemeç Eylül 2013.
Cenk, Edayı bize göstermiyorlar neden?
Bu, EDA ödülünü alma şansına Hayır! ciddi şekilde zarar veriyor!
Ha? Bu Edanın niye göremediğini açıklıyor.
Peki, biz şimdi Edayı nasıl bulacağız arkadaşlar?
Edaya hâlâ ulaşılamıyor.
Edayla Serkan Bolatın gerçekten nişanlı olmadığının farkındasın, değil mi?
Ben Edayla ilgili bir şey saklayamayacağım bir noktadayım şu an sana karşı.
Edaya işi öğreteceksin, tamam mı?
Edanın her dediğini yapar mısınız?
Biliyorsunuz, Edayı tanımak pek kolay değil.
Anne, Edayla uğraşma, tamam mı?
Edayı malzeme yapmaya gerek yok.
Ne oldu abi, Edayla bir sorun falan mı var?
Ortalığı kızıştırmıyoruz. Edayı arasanıza, haberi var mıymış bundan.