EKMEĞIM in English translation

bread
ekmek
rızkımızı
gingerbread
zencefil
zencefilli kurabiye
zencefilli çörek
ekmek
toast
tost
kadeh
ekmek
şerefe
kızarmış ekmek
şerefine kadeh kaldıralım
konuşma
içelim
croutons
kıtır ekmek

Examples of using Ekmeğim in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Aptal ve düşüncesiz bir yolcu benim çantamı almış ve… güzelim ekmeğim San Fransiscoda kalmış!
Because of some silly, inconsiderate boob who took my bag… I left my bread in San Francisco!
Mısır ekmeğine bayılıyorum.
I adore corn bread.
Alman ekmeğine saygı gösterin.
Respect our German bread.
Her türlü ekmeğiniz var ama çavdar yok.
You got all these kinds of bread. You don't have rye bread..
Bu dakikadan sonra aldığın ekmekler için senden para alacağız.
At this point, we're gonna have to start charging you for the bread.
Ekmeğimiz var, peynirimiz var, sebzemiz var.
We got bread. We got cheese. We got vegetables.
NRA için lobi yapıyor böylece ekmeğinin hangi tarafının yağlı olduğunu biliyoruz.
He lobbied for the NRA, so we know which side his bread is buttered on.
İşte Franco İspanyasında günlük ekmeğiniz, bu değirmende güvende.
This is our daily bread in Franco's Spain, kept safe in this mill.
Wasa ekmeğine bayılırım.
I love wasa bread.
Bunun sizin tereyağlı ekmeğiniz olmasını anlıyorum, ki öyle.
I understand that to be your bread and butter, as it were.
Askerleri çiçekler, ekmekler ve elimize geçirebildiğimiz her şeyle karşıladık.
We met the soldiers with flowers, bread, anything we could get hold of.
Eşi ve çocukları için taze ekmekler yapmak isteyen bir adam!
The kind of man that likes to bake fresh bread for his wife and children!
Napoleonun ekmeğinin daha önce bir adı yok muymuş?
Napoleon's bread had no name before?
Eski ekmeğiniz varsa puding yapardınız.
If you had old bread, you made a pudding.
Polonya ekmeğinin tadını hatırlıyorum.
I remember the taste Polish bread.
Annemin muz ekmekli tarifinden bile bahsedebilirim.
I could talk about my mom's banana bread recipe in the.
Biraz ekmeğimiz olsaydı ördekleri beslerdik.
If we had some bread, we could feed the ducks.
Ekmeğiniz alın ve yiyin!
Take your bread and eat it!
Sadece ekmeğimi sarmak ya da götümü silmek için kağıt kullanırım.
The only paper I ever use is to wrap bread or to wipe my ass.
Ekmeğimi, cipslerimi ve peynirimi almaya geldim.
I came here to get my bread, my chips, my cheese.
Results: 60, Time: 0.0303

Top dictionary queries

Turkish - English