Examples of using Elbiseler in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Sari ve elbiseler ile giymek için ayakkabı almam gerekiyor.
Wong Chia Chi güzel elbiseler istiyor, sense direniş kahramanı rolü oynuyorsun.
Gerçekten şirin elbiseler getirdim.
Onlara sıcak elbiseler diktim, seyahat için yiyecek verdim.
Elbiseler, şeref ve çiçekler.
Şunu söylemeliyim, Penny, Bu elbiseler çok zekice.
Sosyeteye takdim olacak sevgili kızım için güzel elbiseler. Sürpriz!
O elbiseler erkekler için. Güzel.
Birazdan terzi gelip yeni elbiseler için ölçülerini alacak.
Şunu söylemeliyim, Penny, Bu elbiseler çok zekice.
Sosyeteye takdim olacak sevgili kızım için güzel elbiseler. Sürpriz!
Boynundaki çürük, yırtık elbiseler ve yüzündeki kesik.
Şimdi bana elmaslar ve Armani elbiseler almaya çalışıyorsun.
Sürpriz! Sosyeteye takdim olacak sevgili kızım için güzel elbiseler.
Oradaki tüm garsonlar da daracık elbiseler giyinip şapka takarlarmış.
Lehlerle savaşmaya karar verdiğimize göre sağlam elbiseler ve botlar bulun.
Harry Truman da atom bombasından yaralanmadan önce ucuz elbiseler satıyordu.
Sürpriz! Sosyeteye takdim olacak sevgili kızım için güzel elbiseler.
Böyle güzel şeyler değil… ucuz ve zevksiz elbiseler giyerdim, Üstüme.