ELEKTROTLAR in English translation

• electrodes

Examples of using Elektrotlar in Turkish and their translations into English

Elektrotlar uygulanan bir gerilim ile polarize olduğunda, elektrot için elektrolit şeklinde ters çift katman kutup elektrik iyonlarının karşısındadır.
When the electrodes are polarized by an applied voltage, ions in the electrolyte form electric double layers of opposite polarity to the electrode's polarity.

Süper kapasitörler elektrotlar( elektrotlar polimer olanlar hariç) kimyasal değişiklikler güvenmeyin
Since supercapacitors do not rely on chemical changes in the electrodes(except for those with polymer electrodes),

Elektrotlar arasındaki elektrik alanının gücü, dolum gazının türü ve basıncı, dedektörün iyonlaştırıcı radyasyona tepkisini belirler.
The strength of the electric field between the electrodes and the type and pressure of the fill gas determines the detector's response to ionizing radiation.

Elektrotlar tamamen tüketildiğinde, yeni elektrot ve elektrolitlerin eklenmesiyle ıslak pil yenilenirdi.
When the electrodes were completely consumed, the wet cell was renewed by replacing the electrodes and electrolyte.

Toplu şeklinde elektrotlar kullanılır çok düşük yoğunluklu gözenekler,
The bulk form used in electrodes is low-density with many pores,

Elektrotlar ayrı iyon-geçirgen bir membran( ayırıcı) kısa devrelere karşı elektrot korumak için yalıtkan olarak kullanılan tarafından tutulur.
The electrodes are kept apart by an ion-permeable membrane(separator) used as an insulator to protect the electrodes against short circuits.

Bazı tiplerinde baton yanları elektrotlar üzerinde baton açgözlü konuyu durdurmak için elektrikli edilebilir.
In some types the sides of the baton can be electrified to stop the subject from grasping the baton above the electrodes.

Uygun gerilim uygulandığında ve elektrotlar arasında uygun bir akım oluşturulduğunda lamba, turuncu renkte bir akkor boşalma oluşturmaktadır.
When sufficient voltage is applied and sufficient current is supplied between the electrodes, the lamp produces an orange glow discharge.

Harekete geçirildiklerinde, elektrotlar bir akım gönderip kimyasalı gaza çevirecek gaz da, bacadan yukarı doğru çıkıp doğrudan
When triggered, the electrodes will send a charge converting the chemical into gas. The gas will travel up that shaft

Elektro-kaplama prosesini keşfetti ve elektrolitik bir proseste, kaplanan metal ile üretilen oksijen miktarının elektrotlar arasındaki mesafeye bağlı olduğunu gözlemledi.
He also observed that the amount of metal deposited and the amount of oxygen produced during an electrolytic process depended on the distance between the electrodes.

şarj süper kapasitör kapasitesini azaltır, polarite üretim sırasında elektrotlar oluşumu sonucu korumak için önerilen yöntemdir.
supercapacitor lowers its capacity, so it is recommended practice to maintain the polarity resulting from the formation of the electrodes during production.

alkalin elektrolitleri kullanır, ancak elektrotlar için farklı aktif maddeler kullanırlar.
also use alkaline electrolytes, but they use different active materials for the electrodes.

yüksek pseudocapacitance ile elektrotlar ile birlikte, daha birçok teknik çözümler sağlar.
in combination with electrodes with high pseudocapacitance, enable many more technical solutions.

Bunlar, işleme girmeden önce gelen kayıtlar ve hücreleri uyarmak için kullandığımız elektrotlar.
These are the electrodes with leads heading off to the electronics that we use to record from and stimulate the cells.

Direk akım oluşmaz, sadece zayıf bir alternatif akım elektrotlar arasındaki bir düzenekte üretilir.
No direct current is produced, only a weak AC image current is produced in a circuit between the electrodes.

Elektrokonvülsif terapi, EKT kişinin kafatasına elektrotlar koyarak ve beyinden elektrik geçirerek yapılan bir yöntemdir.
Electroconvulsive therapy, ECT, is a method where you put electrodes on a person's skull and pass electricity through their brain,

Langmuir gözlemlerini şu şekilde tarif etti: Yakın elektrotlar hariç, burada çok az elektronları içeren kılıfları vardır,
Langmuir described the plasma he observed as follows:"Except near the electrodes, where there are sheaths containing very few electrons,

saf tungsten elektrotlar veya zirconiated tungsten elektrotlar tercih üzerinde elektrotlar thoriated, ikincisi daha olası'' tükürmek'' parçacıklar elektrot arasında kaynak yay içine kaynak.
pure tungsten electrodes or zirconiated tungsten electrodes are preferred over thoriated electrodes, as the latter are more likely to"spit" electrode particles across the welding arc into the weld.

Elektrotlar var ya temiz bir bitiş ya da zemin kaplama-temiz bitirmek elektrot edilmiş kimyasal temizlenmesi sırasında zemin kaplama elektrot oldu yere bir üniforma boyutu
Electrodes can have either a clean finish or a ground finish-clean finish electrodes have been chemically cleaned, while ground finish electrodes have been ground to a uniform size

iki ince çıkıntı metal bir metal uç bölüme sahip elektrotlar pil ve mekanizması ihtiva eden bir şaftın ucunda birbirinden 2.5 santimetre( 1 inç) En.
metal end split into two parts electrically insulated from each other, or two thin projecting metal electrodes about 2.5 centimetres(1 in) apart, at an end of a shaft containing the batteries and mechanism.