Examples of using Ezme in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Sen, sen, sen ya da sen, ezme malzemesi değil.
Sakın onu ezme!
Yarın bana başka bir ezme yaparsın.
Bekle, bekle, ezme beni. Biliyordum!
Öyleyse sakın yetimi ezme.
Yumurta, süt, yoğurt… ve ezme.
Zeytin, kraker, ezme.
Üzerlerine oturuverelim, ve onlardan ezme yapalım.
O küçük kız ellerinden kaydırıp da beni ezme.
biraz ezme?
Bir arabanın seni ezme ihtimali bile daha yüksek. Bilmezsin tabi.
Ve kutuları ezme.
Öyleyse sakın yetimi ezme.
Zeytin, kraker, ezme, başka?
Sakın minik kız ellerinin arasından kaydırıp da beni ezme.
Burada bir stadyumun duvarlarını kaplayacak kadar çok ezme var.
Sandviç için ezme alacaktım, Bay Turner.
Bilmezsin tabi. Bir arabanın seni ezme ihtimali bile daha yüksek.
Bekle, bekle, ezme beni.
Öyleyse yetimi sakın ezme.