Examples of using Fasulye in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Eğer onları görürsen. Şekerli fasulye.
Eğer onları görürsen. Şekerli fasulye.
Colin annesi, fasulye ana ile beraber.
Bir fasulye ağzına koy, iki fasulye gözlerine ve… Nigel.
Gidip biraz kızarmış fasulye bulmama ne dersiniz?
Fasulye gibi kahverengi olmuşsun.
Herkesin konuştuğu şu fasulye filizli tavuklu böreği biliyorsunuz.
İlk olarak fasulye ve peynirden oluşan tabanımızı yapacağız.
Fasulye hariç.
Fasulye artık benim.
Ben fasulye sevmem.
O fasulye konservesi degil.
Yarın fasulye lapası ve balık var.
Fasulye ana yemek olarak servis ediliyor ve çeşitli şekillerde pişirilebiliyor.
Fasulye yaptım da ister misin?
Fasulye ne kadar?
Mısır ekmeğine fasulye koyacağım, bir de peyniri.
Fasulye, bu ne anne?
Fasulye ararken bir gulyabaniyle tanıştım.
Fasulye nedir?