FILISTINE in English translation

• to palestine
• palestinian

Examples of using Filistine in Turkish and their translations into English

Güney Amerikanın…''''… fethinden ya da Yahudilerin Filistine dönüşünden çok daha önemlidir.
is far more significant than the Spaniards' invasion of South America or the Jews' return to Palestine.

Da General Francis Rawdon Chesney, bir demiryolu uzmanı olan Sir John McNeilın şirketi adına demiryolu arazisini araştırmak üzere Filistine gitti.
In 1856, General Francis Rawdon Chesney traveled to Palestine to survey the land for a railway in the company of Sir John McNeil, a railway expert.

1931 yılında Filistine taşındı ve ülkenin ilk milli tiyatrosu oldu.
and moved to Palestine in 1931, where it became the country's national theatre.

Kurtuluştan sonra, toplama kampından sağ kurtulanların İsrailin kuruluşundan önce Filistine göç etmesini sağlayacak sahte evraklar hazırladı.
After the liberation he made false papers to allow the survivors of concentration camps to immigrate to Palestine before the creation of Israel.

sağlıklı olarak Filistine, kutsal topraklara
That it will take us safely to Palestine, to the Holy Land,

Bunlar arasında daha sonraki bir tarihte Mesihin ikinci gelişine hazırlanmak üzere yedi kişilik bir grubu Filistine götüren Clorinda S. Minor da bulunmaktadır.
These include Clorinda S. Minor, who led a group of seven to Palestine to prepare for Christ's second coming at a later date.

Mısırdan Nicetas, Phocaslı sadıklarını bastırmak için görünüşe göre Filistine doğru ilerledi, ancak kısa zamanda Mısıra geri döndü
From Egypt, Nicetas apparently marched on into Palestine to subdue the Phocas loyalists there, but soon returned to Egypt,

Sağ kalanların bazıları deniz yoluyla Filistine girmeye kalkışınca İngilizlerce yakalanıp Kıbrıstaki şu gördüğünüz gibi bazı kamplara yerleştirildiler.
When some of the survivors Attempted to enter Palestine by sea They were intercepted by the British And placed in camps, like this one on the island of Cyprus.

Beyaz Sayfa aynı zamanda 1940-1944 yılları arasında 75.000 Yahudinin Filistine göç etmesine izin verdi; bundan sonraki göçler ise Arapların onayını alacaktı.
The White Paper agreed to allow 75,000 Jewish immigrants into Palestine over the period 1940-44, after which migration would require Arab approval.

Amerikalı bir kaptan ve tayfayla Filistine gidiyoruz ve yolcu sayımız 611.
We're bound for Palestine with an American captain and crew… and a passenger manifest of 611 persons.

Sevgili çocuklar, ben Filistine geldiğimde 47 yıl önce küçük keklerin verildiği müzikli karşılamalar yoktu.
Boys and girls, when I came to Palestine 47 years ago… it was not a musical reception with little cakes served.

sonunda modern Lübnana, Filistine ve Ürdüne yayıldılar ve Kısaca Suriyenin ve Transjordanın valiliğini Nebatilerden uzak tuttular.
in the Hauran region, eventually spreading to modern Lebanon, Palestine and Jordan, briefly securing governorship of parts of Syria and Transjordan away from the Nabataeans.

Filistine geleli iki hafta bir saat oldu ve gördüklerimi tarif etmek
I have been in Palestine for two weeks and one hour now,

Parisin kenar mahallelerinden İsrail Duvarına ve Filistine, Kenyada binaların çatılarına, Rionun teneke mahallelerine kadar, kağıt ve yapıştırıcıyla- bu kadar basit.
From the suburbs of Paris to the wall of Israel and Palestine, the rooftops of Kenya to the favelas of Rio, paper and glue-- as easy as that.

Amerikalı bir kaptan ve tayfayla Filistine gidiyoruz… ve yolcu sayımız 611.
And a passenger manifest of 611 persons. We're bound for Palestine with an American captain and crew.

Daha sonra Filistine tekrar seyahat eden Richardson Gazzedeki Süleyman Camisine gelen ilk Hıristiyan ziyaretçisi olduğunu iddia etmiştir.
Later in Palestine, Richardson claimed to be the first Christian visitor to Solomon's mosque in Gaza.

Yılında Suriye ve Filistine yapılan bir yolculuk, ona Yeni Ahitten eşit derecede tartışılan bir dizi ders veriyordu.
A journey in Syria and Palestine in 1884 furnished him with an equally discussed set of subjects from the New Testament.

Hitler yokmuşçasına, hükümet raporuyla mücadele etmek göçmenleri, İngiliz destroyerlerine rağmen Filistine kaçırmak demekti.
Fighting the white paper as though there were no Hitler Meant smuggling immigrants into Palestine Under the guns of British destroyers.

Mükemmel bir uyum içindeydik ve bunu tüm Filistine yaymak istedik.
We were in complete harmony, and we wanted to spread it to all of Palestine.

1881 yılında Filistine gelen Eliezer Ben-Yehuda tarafından yeniden diriltilmiştir.
spoken language by Eliezer ben Yehuda, who arrived in Palestine in 1881.