Examples of using Fotoğrafik in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Fotoğrafik kanıt mı?
Fotoğrafik hafıza, bilirsin.
Evet.- Fotoğrafik?
Fotoğrafik hafıza, Dedektif Babineaux.
Evet.- Fotoğrafik?
Bunlar da fotoğrafik kağıt olmalı.
Fotoğrafik hafıza-- Sende o.
Fotoğrafik levhaları üst üste koyacağız.
Bunu o fotoğrafik hafızana koy.
Fotoğrafik hafızanız kalıtsal mı?
Çalışacağım, Fotoğrafik Hafızalı Rahibe.
Birileri boklarını bir araya toplayıp fotoğrafik ve editöryel işleri halletmeyi unutmuş.
Benim fotoğrafik hafızam var!
İkimizi de kandırdı, yoksa fotoğrafik hafızanız… onu ARK projesi için uygun görüp, raylı top projesinde de… ona yetki verdiğini unuttu mu?
Fotoğrafik kaydını tutuyorlar. Kabul tarihinden taburcu olma tarihine kadar, bu hastanedeki gelişmelerinizin.
Fotoğrafik kaydını tutuyorlar. Kabul tarihinden taburcu olma tarihine kadar, bu hastanedeki gelişmelerinizin.
Kusursuz, fotoğrafik. Claire, Sellittonun bir vampir gibi… sadece davet edildiğinde… eve girdiğinden bahsetmemiş miydik?
Kusursuz, fotoğrafik. Claire, Sellittonun bir vampir gibi… sadece davet edildiğinde… eve girdiğinden bahsetmemiş miydik?
Tutulma anında çekilmiş bu fotoğrafik levha… mukayese levhası ile birebir örtüşürse,… Einsteinın yanıldığını ve Newtonın kuramının tutarlı olduğunu anlayacağız.
Tutulma anında çekilmiş bu fotoğrafik levha… mukayese levhası ile birebir örtüşürse,… Einsteinın yanıldığını ve Newtonın kuramının tutarlı olduğunu anlayacağız.