Examples of using Gökteki in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Yıldızlara gökteki.
Ashâbım gökteki yıldızlar gibidir.
Beni gökteki Ruhla görüştürecek.
Gökteki ruh Benimle ilgili şarkılar işte.
Dedi:'' Rabbim, gökteki sözü de yerdeki sözü de bilir.
Vududa gökteki yılan ruhu bu.
Gökteki gözlere ve yerdeki kulaklara!
Sen gökteki muazzam boşluksun.
Gökteki dev, çıplak Noel Baba patladı.
Gökteki güneş, Lee Won Ho değil sendin.
Gökteki bir jeti indirecek bir şeye benzemiyor pek.
Gökteki bulutlar?
Bir erkek gökteki yıldızlar arasında seçim yapabilir mi?
Gökteki İlah da, yerdeki İlah da Odur.
Dedi:'' Rabbim, gökteki sözü de yerdeki sözü de bilir.
Gon ve arkadaşları gökteki kısa yolculuklarıyla eğleniyorlar.
Gökteki kuşları vurmak istiyor!
Gökteki pilotlarımızdan sokaktaki ilk yardım ekiplerine kadar.
Sen güneşimsin… gökteki ayımsın…'' Yeni Bel-Air Prensim'' sin.
Los Angelesın gökteki yazarı.- Ne?