Examples of using Görmeyecekler in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
diğerleri görmeyecekler.
İçimdeki uyuyan adamı asla görmeyecekler.
Ellerindeki silahlardan aynını almadıkça… bizi asla kendileri gibi görmeyecekler.
Babanlar dışarı çıktığını görmeyecekler.
Hadi. En azından ne kadar kötü olduğunu görmeyecekler.
Hadi. En azından ne kadar kötü olduğunu görmeyecekler.
Babanlar disari çiktigini görmeyecekler.
En azından ne kadar kötü olduğunu görmeyecekler.
O kadar hızlıyım ki, geldiğimi bile görmeyecekler.
Onlara kimin zarar verdiğini görmeyecekler.
Test yapmayacaksın. Zarar görmeyecekler.
Demek ki bir süre ayaklarımı görmeyecekler.
Bu şekilde federaller bizi izlese bile silah karşılığı parayı görmeyecekler.
ilk dört dakikada saklanırsak bizi görmeyecekler. Çok güzel.
onu bulduklarında da karşılarında sevgili bir baba görmeyecekler.
Duvarı koruyan adamlar da… sana baktıkları zaman bir kurtarıcı görmeyecekler.
Duvarý koruyan adamlar da… sana baktýklarý zaman bir kurtarýcý görmeyecekler.
Tamam mı? seni görmeyecekler bile. İnsanlar o kadar hızlı yanından geçecekler ki.
Görmeyecekler. Tamam. Oh. Sadece,
seni bir tehdit olarak görmeyecekler.