Examples of using Görmezse in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Eğer baban bir kurşun yarası görmezse, sorular soracaktır.
Peki ya adamı gelecek Salıdan önce görmezse?
Babam görürse ne olurdu? Babam beni görmezse ne olur?
Jüri, benden şüphe ettiğinizi görmezse, minnettar olurum.
Eğer gün sonuna kadar bir gelişme görmezse Kevine söyleyecek.
Oh, olamaz, eğer babam LaWandanın büyük burnunu görmezse, biterim.
Amirim geldiğinde burada bir kadınla erkek görmezse.
Ya dünya bizi üremeye layık görmezse?
Eğer gün sonuna kadar bir gelişme görmezse.
Ya şu Ellisburg Pac-adamları ne gördüğümü görmezse?
Burada otururken kaseti görmezse ve konuşuyoruz.
Daha iyi olur diye düşündüm. Oğlum bu hâlimi görmezse.
Eğer bunu meşru müdafa olarak görmezse suçlamada bulunacaktır.
Eğer bunu meşru müdafa olarak görmezse suçlamada bulunacaktır.
Aslında Daphne o Kızılderili havuzlarını görmezse yazık olur.
Eğer bebek suyun geldiğini görmezse.
Herkes düşmanlarını düşman olarak görmezse hiç kimsenin düşmanı falan olmaz.
Evet, eğer insanlar yüzünü görmezse ne kadar çirkin olduğunu bilemezler.
Ne? Eğer müdür gidip onları görmezse çocukları köle olarak satacakmış.
Ve inanıyorum ki, eğer bir kutu tereyağı yersem ve beni kimse görmezse, kalori olarak sayılmaz.