Examples of using Güzel kadınları in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
O güzel kadınları seviyor, ben ise yakışıklı erkekleri.
Jüriler güzel kadınları sevmezler.
Güzel kadınları sevmiyorum. Teşekkür ederim.
Güzel kadınları sevmiyorum. Teşekkür ederim.
Ona şöhret, para ve kadınları, kendisi kadar güzel kadınları teklif etti.
Teşekkür ederim. Güzel kadınları sevmiyorum.
Her zaman dediğim gibi, işin eğlencesini ve bütün güzel kadınları sen alıyorsun.
Çirkin kadınlardan hoşlanmam,… yakışıklıyım, güzel kadınları severim.
Teşekkür ederim. Güzel kadınları sevmiyorum.
Güzel kadınları bilirsiniz: Bir an cesaret verirler… sonra ayaklarınızı yerden keserler.
Güzel kadınları da iyi bir park yeri kadar sevmiş bir adam. Bernie Rubenstein.
Kız, güzel görünüyordu, kızlar her zaman güzel kadınları olan erkeklere ilgi duyarlar.
Senin gibi güzel kadınları pek görmediğimizi fark edip, daha iyi iş birliği yapacağımı anlamış bu zibidi demek ki.
Güzel kadınları da iyi bir park yeri kadar sevmiş bir adam. Bernie Rubenstein.
Senin gibi güzel kadınları pek görmediğimizi fark edip,… daha iyi iş birliği yapacağımı anlamış bu zibidi demek ki.
Şüphelendiğinizi biliyorum dostlarım ama onlar dünyanın en güzel kadınları.
Kendimi bildim bileli işin bütün eğlencesini ve güzel kadınları sen alıyorsun.
Senin gibi güzel kadınları pek görmediğimizi fark edip,… daha iyi iş birliği yapacağımı anlamış bu zibidi demek ki.
Demek istediğim, güzel kadınlarla takılmak bizim için iyi olacak çünkü güzel kadınlar başka güzel kadınları çeker.
Rakun avı İngilizlerin tilki avına benzer ancak hiç saçmalığı kalmamıştır süslü elbiseler ve müziği, güzel kadınları yoktur.