Examples of using Gelincikler in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Umarım Gelincikler iyi bir doktor tanıyorlardır
Ve evet, orada gelincikler vardı.
Zavallı gelincikler.
Diğer renkleri bilmiyorum ama… Gelincikler kırmızı.
Diğer renkleri bilmiyorum ama… Gelincikler kırmızı.
Diğer renkleri bilmiyorum ama… Gelincikler kırmızı.
Diğer renkleri bilmiyorum ama… Gelincikler kırmızı.
Flanders Kırlarında gelincikler… yetişinceye dek uyumayacağız.
Gelincikler sana kötü davrandı mı Köstebek?
Gelincikler ayakta kaldı ve ikinci raunttalar.
Gelincikler bu akşam ritim tutturmakta hayli zorlanıyor.
Tom ona kum gelincikler yapmayı pratik yapmaya bir fırsat verdiği için çoğunlukla plajda olmayı seviyor.
gergedanlar sağ tarafta maymunlar ortada… deniz aslanları merkezde, gelincikler ön tarafta.
döküm her yerde büyümek, büyüdükçe, aynı gelincikler olacak.
onun yanakları gelincikler gibi kırmızı ve Mistress Mary, bir çocuk yüzü gibi yuvarlak
Sana gelincik getireceğim.
Kızıl gelincik lekelerine bulanıyordu.
Bir ejderha ve gelincik tarlası mı?
Yok, gelincik değil.
Bir buket vahşi gelincik aldım.