GEZDI in English translation

traveled
seyahat
gezi
seyehat
gezmek
gitmek
yolculuk
yol
dolaşın
gezin
toured
tur
turne
gezi
walked
yürüyerek
yürüyüş
yürüyün
yürürken
yürüyüp
bir yürüyüş
serbest
yürü
git
yürür müsün
travelled
seyahat
gezi
seyehat
gezmek
gitmek
yolculuk
yol
dolaşın
gezin
he wandered
went
git
gidin
gidip
gidelim
yürü
gideriz
bakalım
dönün
gir
çık

Examples of using Gezdi in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Pazar günü sona eren fuarı 150 binden fazla kişi gezdi.
More than 150,000 people visited the show, which ended on Sunday.
Bir çare bulmak için dünyayı gezdi.
He traveled the world seeking a cure.
O, tek başına seksen günde dünyayı gezdi.
He has traveled around the world in eighty days by himself.
Yıl boyunca Asyadaki birçok yeri Müslüman bir tacir olarak gezdi.
Over a period of 25 years, he traveled as a merchant to numerous places in Asia.
Sami birçok Müslüman ülkeyi gezdi.
Sami visited many Muslim countries.
Yıl boyunca Asyadaki birçok yeri Müslüman bir tacir olarak gezdi.
Over a period of 25 years, he traveled as a Muslim merchant to numerous places in Asia.
O, geçen yıl dünyayı gezdi.
She traveled around the world last year.
Evet, benim babam da çok gezdi.
Yeah, my daddy travelled around a lot too.
Etrafta iki hafta gözleri bağlı gezdi.
She walked around the city for two weeks, blindfolded.
Casuslarım bilinen tüm toprakları gezdi.
My spies have travelled all the known lands.
Tom Avrupayı gezdi.
Tom traveled around Europe.
Tom Türkiyeyi gezdi.
Tom traveled around Turkey.
Buckovski Sofyada kurulacak olan Makedon kültür merkezinin arsasını da gezdi.
Buckovski also visited the site of the future Macedonian cultural centre in Sofia.
Asırlar, bin yıllar geçerken öksüz ve bir başına dünyayı gezdi.
Orphaned and alone, he traveled the Earth as centuries passed. Millennia.
Sonra birkaç müze gezdi.
Then he visited a couple museums… surfed.
O bütün ülkeyi evden eve kasabadan kasabaya gezdi. 44 yaşındaydı.
He was 44. He travelled the entire country, town by town, home by home.
Asırlar, bin yıllar geçerken öksüz ve bir başına dünyayı gezdi.
He traveled the earth as centuries passed. Orphaned and alone.
Şanghayda yaşadı, yok olmuş imparatorların saraylarını gezdi.
Visited the palaces of faded emperors, He lived in Shanghai.
Bir çare bulmak için dünyayı gezdi.
He travelled the world seeking a cure.
İki ay boyunca bluzunda ton balığıyla gezdi.
With a piece of tuna in her blouse. She walked around for two months.
Results: 87, Time: 0.0467

Gezdi in different Languages

Top dictionary queries

Turkish - English