Examples of using Giymekten in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Tom sıkı giysiler giymekten hoşlanır.
Aslında Lindsay geçen senenin modalarını giymekten bıkıp lüks bir giyim mağazasına gitmiş
Kendi rızalarıyla deri yavrukurt üniformaları giymekten hoşlanan ve bir taraftan birbirlerine fındık başlı çekiç
kadın çamaşırları giymekten ve bunu aynada görmekten daha fazlasıydı
Sıkı iç çamaşırı giymekten uzak dur,
Sıkı iç çamaşırı giymekten uzak dur, ağır egzersizler yapma…
Yani giymekten zevk almadığım bir dolap dolusu kazak yerine tek bir güzel kazağa sahip olmayı tercih ederim.
Onu düşman gibi görmekten ziyade, bir teslimiyet olarak düşünmeli… Bunu giymekten zevk aldığım çok pahalı bir elbise gibi görmeye başladım.
Bu hükümet döneminde, sırf havaalanlarında uygunsuz tişört giymekten… tutuklanan insanlar oldu.
Doğrusu… Hayır. Beni takım elbisede gibi hissettiren şeyler giymekten nefret ediyorum.
Seni çarşaf giymekten kurtaran adamlar ve kadınlar için biraz daha şefkatli olsan?
Sağlıklı beslenmekten, rahatsız şeyler giymekten, -Sahi mi? büyüklerin sözünü dinlemekten.
Denir Bilirsin, birçok insan okyanusta kot giymekten korkuyor, Fakat yemin ederim onlar ıslandıktan sonra çok daha rahat hissettiriyor.
Mary dikey çizgili giysiler giymekten hoşlanır çünkü onların daha ince gösterdiğini duymuş.
Fakat yemin ederim onlar ıslandıktan sonra çok daha rahat hissettiriyor'' denir Bilirsin, birçok insan okyanusta kot giymekten korkuyor.
gerçekten siyah elbiseler giymekten hoşlanıp hoşlanmadığınızı ortaya çıkarıyorlar,
Solucan giymekten iyidir.
Mavi giymekten sıkıldım.
Yeleği giymekten memnun.
Üniforma giymekten sıkıldım.