Examples of using Goblen in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Zamanın gobleni kırılgan bir şey.
Zamanın gobleni kırılgan bir şeydir.
Telefon goblenlerin olduğu çalışma odasında.
Gobleni, sufleyi ve tatlı likörü biz keşfettik.
Yüzyıldan kalma goblenlerin tarihinin ortasındayım.
Hepimiz Londranın gobleninin bir parçasıyız.
Bajoran goblenleri ve antikalar satan bir kadın vardı.
Tablodan heykele, goblenler hatta, takılar dahil herşey geri döndü.
Eski bir Budist gobleni,… Tanrı Ochirvaaninin Tangkası, Moğolistanın koruyucusu.
Olaylar, dönemin bir nevi gazetesi olan Bayeux gobleninde kaydedildi.
O olmadan da goblenin kenarlarını görebilirim.
Hayatın İhtişamı'' gobleni ilâhiliği ortaya koymaktadır.
Rahiplerin burayı kapatalı ve bu girişteki gobleni örteli?
Londradan getirttiğiniz goblenler ve gümüş takımlarla donatıldı.
Pitchfork Media albüm için'' DJ Quikin 2002 çıkışlı Under tha Influence LPsinden sonra en iyi Batı Yakası sokak-rap albümü'' yorumunda bulundu ve albümün prodüksiyonunu da'' zengin ve mükemmel bir ses gobleni'' olarak değerlendirdi.
Bence bu, Picard 1701, goblen versiyonu.
Bu lanet olası odada var olan tek şey Goblen.
Goblin meyvelerinden sıkılmış, Sizin için, kebap hamuru ve goblen çiğ.
kebap hamuru ve goblen çiğ.
Bıçaktaki kumaş perde veya goblen gibi ağır bir materyalden geliyor.