Examples of using Hangara in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bu yol hangara gidiyor. Anahtarı buldum.
Harbi harbi hangara gidip baktılar mı komutanım?
Hangara izin verildi İstasyonunuza hoş geldiniz! 1.
Hangara bir tercüman istiyorum. Tekrarlıyorum: 21.
Hangara bir tercüman istiyorum.
Hangara bir tercüman istiyorum. Tekrarlıyorum: 21.
Hangara varıncaya kadar ne olup bittiğini bilmiyordum.
Hangara gidiyorlar!- Onları görüyorum!
Uzak durmak! Hangara doğru ilerliyorlar!
Hangara varıncaya kadar ne olup bittiğini bilmiyordum.
Walker hangara gidiyordu.
Herkes hangara.
Ben hangara varana kadar hazır olsun.
Mesajı iletemezseniz, hangara ulaşsam da bir anlamı olmayacak.
Aslanlar hangara kapatıldılar… ve şovalyeler gemi hapisha- nesine götürüldüler.
Aslanlar hangara kapatıldılar… ve şovalyeler gemi hapisha- nesine götürüldüler.
Hangara dönün.
Hangara ne zaman gideceklerini biliyorlardı.
Sam, hangara geri dön, sonra da bana doğru gel.
Hangara burnunu soktuğunda büyük bir üzüntüyle onu feda etmeye karar verdi. Profesör.