Examples of using Hard disk in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Hard disk çalmıştı.
He stole a hard drive.Snowun Fujimadan çaldığı hard disk küçük bir sunucudan.
Hard disk her 72 saatte bellekten tasarruf etmek için için kendini temizler.
The hard drive purges itself every 72 hours to save on storage space.Hard disk nerede söyle.
Tell me where the hard drive is.Hard disk bende değil.
I don't have the hard drive.Hard disk bizde.
We have the hard drive.Yani hard disk elinde.
So, you do have the hard drive.Hard disk sahteymiş.
The hard drive was a fake.Hard disk silmeyi biliyorum.
I know how to delete a hard drive.Hard disk.
The hard drive.Onun içinde aldığım hard disk var.
Inside it is the hard drive I took.Sakın bir tane bile hard disk bırakmayın!
Do not leave a hard drive!Bir seferinde beynine hard disk demiştim.
You once called your brain a hard drive.Laptopun şifresini kırmayı başarmışlar, ama hard disk kendini silmiş.
They were able to crack her laptop, but the hard drive just wiped itself.Aptalı oynama, dostum. Hard Disk?
Hard drive? Hey, don't play dumb with me, esé.Eğer o hard disk bu ülkeden çıkarsa onu salmaları için hiçbir yol kalmaz ve oğlumu yeniden tanıma şansım ellerimden kayıp gider.
If that hard drive leaves this country, there's no way they're letting him go, and any chance I have of getting to know my son again is gone.Çoğu iş yükü altındaki hard disk performansı 1.
Hard drive performance under most workloads is limited firstİki ölü bilim adamımız var, Tamam. bir tane de ölü denek, ve çalınmış yedi hard disk.
Bir yerde kamera ve hard disk vardı ama beni vuran adam aldı.
And there was a spot where a camera and a hard drive had been, but the guy that shot me took it.ölü denek, ve çalınmış yedi hard disk.
one dead test subject, and seven hard drives stolen.
