HARDAL in English translation

• mustard
• mustards

Examples of using Hardal in Turkish and their translations into English

Hardal kabı için iftiraya uğramıştım ama sonra kaplama olduğu ortaya çıktı.
I was maligned about a mustard pot, but it turned out to be only plated.

Hardal, bayan.
Here's the mustard, ma'am.

Hardal ve ketçap seviyor musun?
You like, you like mustard or ketchup?

Daha çok hardal rengiydi ama evet.
More like a mustard, but yeah.

Hardal öldü. Eğlenceliye benziyor.
Sounds like fun. Mustard's dead.

Hardal öldü. Eğlenceliye benziyor.
Mustard's dead. Sounds like fun.

Hardal sevdiği hakkında. Evet, sandviçlerinde ne çeşit.
Yeah, about what kind of mustard he likes on his tongue sandwiches.

Hardal sevdiği hakkında. Evet, sandviçlerinde ne çeşit.
About what kind of mustard he likes on his tongue sandwiches.

Bu sadece hardal işi yapıyor. Yanlış.
This one deals in mustard exclusively. Wrong.

Hardal paketi.- O nedir?
It's a mustard packet. What is that?

Cindy hardal sevmez.
Cindy doesn't like mustard.

Hardal, çavdar o kadar.
It's mustard, rye, that's it.

Sandviçinde ne tür hardal sevdiğini anlatıyor. Evet.
About what kind of mustardhe likes on his tongue sandwiches. Yeah.

Tamam. Elimizde hardal ve peynir var.
Okay… So we have custard and cheesecake.

Tamam. Elimizde hardal ve peynir var.
So we have Custard and Cheesecake. Okay.

Bence bu ışıkta hardal daha iyi duruyor.
I'm thinking more Custard, just with this light.

Arkadaşım Shelbyle hardal firması açıyoruz.
So my friend Shelby and I are starting a mustard company.

Hardal şişelerine ketçap koysak ne olur ki?
What would happen if we put ketchup in the mustard bottles?

Hardal Tohumu* organizasyonu üyesi misin?
No.- You're the mustard seed?

Ona hardal tozuyla soğuk duş aldırın.
Give her cold baths with mustard powder.