Examples of using Hardison in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
yani Hardison bu sabah onlardan bir kaç tanesinin sahtesini yaptı.
Hardison, orada ne var,… Caymanlarda 2 düzine banka mı var?
Hardison, Joshua Spinle genetik olarak uyuşmayan bütün isimleri listeden çıkar.
Hardison, heykelin ağlamasını Aziz Nicholasın kafasını koparmadan sağlayabilir misin?
Kasayı bulacağız, Hardison anahtarın kopyasını yapacak… ve Parker da planları alacak.
Kasayı bulacağız, Hardison anahtarın kopyasını yapacak… ve Parker
Hardison, Tara ve Eliot için Chernovun yerini bulabilir misin, lütfen?
demek oluyor ki, Hardison uçuşlarına baktı,… bu yüzden B planını uyguladılar.
Hardisonda UGİnin rozeti var.
Hardisonun uçuşu iptal ettiğini sanıyordum.
Hardisonun giriş kapısını değiştirmesi gerek.
Onun için Hardisona teşekkür et.
Artık Hardisonu neden tuttuğumu biliyorsun demek.
Hardisonun kaçması için başka bir yol bulacağız.
Hardisonun hareket sensörleri için yapabileceği birşey yok.
Hardisonla ben çıkıyoruz.
Hardisona bir kere daha ihtiyacım oldu.
Eliot senden Hardisonu yem olarak kullanarak onları temizlemeni istiyorum.
Hardisona ihtiyacımız var.
Parker, Hardisonun ölümüne sebep verdiğini biliyor mu bari?