Examples of using Harem in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Sahnede bir kız harem dansı yapıyordu.
Konsepti de Harem.
Burası hapishane, harem değil.
Musa, erlerini al Harem kapısına git.
Endişelenme.- Onlar seni harem için saklar!
Burası bir hapishane, harem değil yüzbaşı Butler.
Çiftleşme ve üreme ===Bir erkek ve onun dişisi'' harem'' oluştururlar.
Suyu kürklü iribaşlarla dolduracak doğurgan dişilerden harem kuracağım ve antik çağlardan kalma bir hayat dansı olarak en güçlülerinin en zayıfları yemesini izleyeceğim.
Ad, serinin harem yönünü tanımlayan'' aşk'' ve'' sorun'' kelimelerini göstermektedir.
Saqalibalar hizmetkâr, harem cariyesi, hadım,
Bakın, madem o bayanı bekliyorsunuz, size otantik harem ürünlerini göstereyim en naziğinden en haşinine kadar.
Kadın hırsızlardan oluşan seçkin bir grup. Bu Harem, sadece diğer suçlulardan çalan.
Erkek vampir yarasalar dişileri içeren veya onlara cezp edici gelen tünek yerlerini korurlar ve harem erkekleri dişileriyle çiftleşen tek erkeklerdir.
İşte burada bayanlar baylar Küçük Mısır, Harem Kraliçesi… 1893te Chicagoda Colombian Expositionda dans etmiştir.
Harem dairesinde yüksek bir rütbe verildikten sonra… yemek yemekten ve uyumaktan başka hiçbir şey yapmadı.
Harem dairesinde yüksek bir rütbe verildikten sonra… yemek yemekten ve uyumaktan başka hiçbir şey yapmadı.
Harem dairesinde yüksek bir rütbe verildikten sonra… yemek yemekten ve uyumaktan başka hiçbir şey yapmadı.
Te Chicagoda Colombian Expositionda dans etmiştir İşte burada bayanlar baylar Küçük Mısır, Harem Kraliçesi.
Alınan bilgiye göre, Harem Sahil yolunda, bir otobüs firmasına ait Yılmaz E.( 37) yönetimindeki 34 ZP 5568 plakalı yolcu otobüsü yağış nedeniyle kontrolden çıkarak devrildi.
Bu kadınların çoğuyla da'' Harem'' adlı bir yatta birlikte oldu.