HAVLULAR in English translation

• towels
• towel

Examples of using Havlular in Turkish and their translations into English

Havlular yukarıda. Mutfakta bekle beni.
Wait for me in the kitchen. The towels are upstairs.

Miranda! Havlular orada mı?
Are the towels out there? Miranda?

Tek başıma. Havlular şimdiden kullanışlı oldu.
This bathrobe's already coming in handy. All by myself.

Bir köpeği, ve havlular içindeki iki kızı bulmama yardım edeceksiniz tamam mı?
Help me find a dog and two girls in towels.

Havlular, sabun ve yarım rulo tuvalet kâğıdı vardı.
There were some towels, soap and a half a roll of toilet paper.

Ve o havlular konusunda tantana yapmıştı.
And she was so cheap about towels.

Harika haberlerim var. Tek tanığımız havlular.
Great news-- our only witness is a towel.

İşte havlular.
Here are the tongs.

Bir sandalye ve havlular.
A chair and some towels.

Nerede bu havlular?
Where the heck are the towels?

Lavabonun orada havlular olacaktı.
I think there's some towels in the sink.

Onlar, donmuş limonlu havlular.
Those are, uh, frozen lemon towelettes.

Çocuklar, havlular.
Kids, towels, towels.

İşte, havlular.
Here are some towels.

Çarşaf dolabı darmadağın olmuş… havlular her yere dağılmış.
The towels are scattered everywhere. The linen closet is a mess.

On yıldır görmediğim havlular var burada.
Here's some towels I haven't seen in a decade.

Al havlular.
Here are the towels.

Belli ki çarşaflar ve havlular yüzünden öyle sandılar.
That's obviously'cause of the sheets and the towels.

Dolabın içinde temiz havlular var.
The towels are in the cupboard. The bathroom is here.

Dolabın içinde temiz havlular var.
The bathroom is here, the towels are in the cupboard.