Examples of using Hesaplarla in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Hesaplarla göstersinler. Git şikayet et de sana aç olmadığının kanıtını.
İnsanların canına okumadığı zamanlar batı kıyılarının en büyük… devre mülk yönetim şirketi Sun-Westte kurumsal hesaplarla ilgileniyor.
Reliableda kişisel hesaplarla bilfiil ilgilenen acenta; senin, isminin Jonathan Barker olduğunu söylediğin sigortalı sürücüyle
Bu tarayıcı lensler yardımıyla… aşağıdaki misafirlerle… göz kontağı kurup… retinalarını tarayacak… ve kimlerin Cayman adalarındaki hesaplarla eşleştiğini öğreneceğiz.
Yaşayacağız, yani biliyorsun hesaplarla uğraşmak zorunda değiliz, demek istediğim önemli olan.
Yüzde beşi geçersek ilan etmek zorunda olduğumuz için… farklı hesaplarla hisseleri satın alın.
Vanya ve Sonya hesaplarla uğraşırken ben de kendi masamda bir şeyler çizerim, boyarım.
Beaman benim hesaplarla oynadığımı biliyordu onlar da Wesleye gönderdiler ve onu sessiz tutmaya çalıştılar.
Hesaplarla ilgili bana vekâlet verildiği için banka beni aradı kadının birine düzenli ödeme yapıldığını babam ölünce ödemelerin durduğunu söylediler
Erken kalkan, patronlarına bilgi veren, hesaplarla ilgili Julie ile tartışan sıradan insanların yaşamlarına baktım ve haklıyım diye düşündüm.
Ama banka hesapları boştu, Yüzüne bakarak yalan söylediler.
Özel banka hesapları diye bir şey yok, hepsi benim.
Hesap geldi ve yemeği André ödedi.
Mesela ne zaman hesap ödeyeceği ilk öpücük için hamle yapacağı.
Bakalım birikim hesabımız için ne kalmış.
Bizde hesabınız var mı? Tabii.
Hesap lütfen. Anahtarımı alabilir miyim lütfen?
Hesabı öde ve buradan çekip gidelim!
Güneşin konumu hesaplanıyor. Başka?
Ramos hesap yapmış, bebeğin kendisinin olmadığını anlamış.