Examples of using Heyelan in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
RADYO YAYINI Bölgede bu sabah meydana gelen heyelan dağlık alanlarda ulaşımı engellerken telefon hatlarının kesilmesine sebep oldu.
Bugünlerde, tamamen uyanık kalmayı anlatmak zor. Heyelan gibi aşk yaşıyorduk yoksa kavga mı ediyorduk?
belki heyelan sadece onları geciktirecektir?
olarak görev yaptı ve büyük Ekonomik serbestleşme ve iki heyelan zaferi kazandı.
Otoyolda sel baskını ve heyelan haberleri alıyoruz ve otoyol ikinci bir duyuruya kadar trafiğe kapatıldı.
Avrupa Yatırım Bankası, Bulgaristanın kuzeydeki Karadeniz kıyı şeridi boyunca yer alan üç heyelan bölgesini takviye etme projesinde kullanılacak 10 milyon euroluk krediyi onayladı.
Oğlumu alıp vadiye götürdün, heyelan ve kazaların hemen yanına… ve onu sapa sağlam eve getirdin.
Yollar biraz engebeli olabilir ama muson mevsimi geçtiği için heyelan tehlikesi yok.
büyük miktarda heyelan olduğu ve sahildeki bölgelerde dalgaların zarara yol açtığıydı.
tek bir kum tanesi bile doğru pozisyonda düşerse, bir heyelan yaratabilirsiniz.
Kuvvetli yağışlar, heyelana sebep oldu. ve burası açığa çıktı.
Jade Ormanlarına heyelana kapılmadan nasıl gidilebilir biliyor musun?
Herkes o heyelanda ölmüş olurdu.
Ev, heyelanı sağlam atlattı.
Heyelana sebep olacak!
Çamur heyelanı… problemin buydu.
Heyelandan bahsediyoruz, bebeğim.
Heyelanlı saldırı zamanı!
Çamur heyelanı… problemin buydu.
Attabad heyelanı olduktan sonra, evlerimiz