Examples of using Hoon in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Yeon Gi Hoonun şu anda nerede olduğunu bul.
Jung Hoonun kaldığı yerden. Nereyi?
Dong Hoona bunu yapan sensin, değil mi?
Hoonu neden sen büyüttün?
Hoonu hatırladığın için.
Hoonu tekrar… hayata döndürün.
Sen miydin? Hoonu sen mi öldürdün?
Başkan Yeon Gi Hoonu tutuklama kararı çıkarttı.
Yeon Gi Hoonu, Güney Koreye satacağınızı mı söylüyorsunuz?
Yeon Gi Hoonu tutuklayacağımızı önceden bildiklerini mi söylüyorsun?
Yeon Gi Hoonun katili de mi o?
Joo Da Hae, Do Hoonun yan dairesinde oturuyor.
Ve oğullarından da en çok Dong Hoonu seviyor.
Nereyi? Jung Hoonun kaldığı yerden.
İster beni istersen Dong Hoonu.
Menkul kıymetler borsası önündeki muhabirimiz Kim Tae Hoona bağlanıyoruz.
Ve günlerce uyuyamadım. Hoona ne olduğunu duydum.
Güney Kore hükümeti, komite üyesi Yeon Gi Hoonu tutuklamaya geldi.
komite üyesi Yeon Gi Hoonu öldürdü.
HOON Hae-won, sınavı geçtim.