Examples of using Ihanetle in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Kayıtsız şartsız ihanetle.
Acziyetini ilan ettiğine göre artık onu ihanetle yargılayamam.
Charlienin telefonunda bulduğumuz seni ihanetle suçlayan mesajlar.
Yüreğim kan ağlayarak… Arendelle Kraliçesi Elsayı ihanetle suçluyorum.
Yoo Jong Hoyu ihanetle suçlamayacağım.
Ve cezası derhâl uygulanacak. 0029, ihanetle suçlanıyor.
CIAi ihanetle suçlayın!
Francis beni ihanetle suçlayamaz bu durum seni de zan altında bırakır.
Yılında ihanetle suçlanmış ve manastıra kapanmaya zorlanmıştır.
Sakın bir daha beni ihanetle suçlama, olur mu?
Bir Tanrıyı cennete ihanetle suçlamak bize düşmez.
Eğer ihanetle suçlanıp hapse gidersem,
Beni ihanetle tehdit etmeseydin o hala hayatta olacaktı.
Bu sadece ihanetle ilgili değil, değil mi?
Beni ihanetle suçluyor.
Ismarladığım gibi ihanetle tıka basa doldurulmuş yapmacık bir nezaket.
Senatodaki müttefiklerim ve ben ihanetle suçlu bulunduk, ölüme mahkum edildik.
Abim beni ihanetle suçlayamayacak kadar iyi tanıyor, efendim.
Marty Byrdee ihanet etmenin kartele ihanetle eş değer olduğunu anlıyor musun?
Şu andan itibaren ihanetle itham edilen bir mahkumsun!- Kes sesini!