Examples of using Ihanetler in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Film endüstrisiyle bağlantısı olmadan bir dağda yaşayan dünyaca ünlü yönetmen ihanetler yüzünden hayata küsmüş.
Yine de bir ya da iki jeton eksik olma ihtimali var ama büyük ihanetler engellenebilir.
Sahte şüpheler ve suçların ayıplanması; ihanetler ve aldatmalar olarak çok sık kullanılan konu öğeleridir.
Artık bitti, diye düşünüyordu, ona işkence eden tüm ihanetler, alçaklıklar ve yok edici ihtirasın sonuydu.
Iemitsunun öldürüldüğüne dair bir kayıt bulunamadı ama hükümdarlara karşı yapılan böylesi ihanetler genellikle tarihten silinmiştir.
İmparator hayatının son yıllarında kendine yapılanan ihanetler ve ortaya çıkan felaketlere rağmen 13 Arallık 1250de Apulia bölgesinde( Torramaggiore arazilerinde bulunan)
Bir sosyopat gibi, ihanetler ve yalanlarla, benim, hayatımızın ve ailemizin içine ederken, bir sosyopat gibi hiç günahı olmayan bir azize gibi davrandın, hatta belki de buna inandın.
Şahsen ahlak, umut ve prensiplerimize yapılan bu ihanetler beni kendime şu soruyu sormaya mecbur etmiştir:'' Bundan yıllar sonra bana 'Bunlar olurken sen neredeydin?
Çok ihtiraslıdır ve ihanete iyi tepki vermiyor.
İhanetin sonu ne zaman gelecek?
İhanetin aslında bir yardım çağrısı.
İhaneti affetmeyiz.
İçerde olanları gördükten sonra, ihanetin içinde Yer almak istediğimi hiç sanmıyorum.
İhanetin kendine has bir zehri var.
İhanetin için seni suçlamıyorum ama deli gibi davranıyorsun!
Yani ihanet teorinden vazgeçiyorsun.
İhaneti sadece başlangıç.
Yani, görüyorsun… ihanetle uğraşan tek kişi ben değilim.
Cosimo de Medicinin ihaneti üç şekilde ele alınabilir.
İhanetin yüzünden Tanrılar seni cezalandıracak, kardeşim.