JASONU in English translation

Examples of using Jasonu in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Bu yüzden Jasondan uzak durmalısın.
And that is why you need to stay away from Jason.
Belinda, Jasondan hoşlandığını biliyorum.- Rica ederim.
You're welcome. Belinda, I know you liked Jason.
Jasonla Orta Doğu hakkında haber yapıyoruz.
Jason and I are doing a story on the Middle East.
Jasondan nefret ediyordun, şimdi Polly ondan hamile.
You hated Jason, and now Polly is pregnant with his baby.
Jasonun zayıf… olduğunu nasıl biliyordun? Hayır, teşekkürler?
How did you know… No, thanks. Jason was weak?
Jasonun zayıf… olduğunu nasıl biliyordun? Hayır, teşekkürler?
No, thanks. How did you know… Jason was weak?
Hayır, teşekkürler. Jasonun zayıf… olduğunu nasıl biliyordun?
Jason was weak? No, thanks. How did you know?
Hayır, teşekkürler. Jasonun zayıf… olduğunu nasıl biliyordun?
How did you know… No, thanks. Jason was weak?
Jasonun zayıf… olduğunu nasıl biliyordun? Hayır, teşekkürler.
Jason was weak? No, thanks. How did you know.
Hayır, teşekkürler. Jasonun zayıf… olduğunu nasıl biliyordun?
No, thanks. How did you know… Jason was weak?
Hayır, teşekkürler. Jasonun zayıf… olduğunu nasıl biliyordun?
How did you know… Jason was weak? No, thanks?
Jasonun zayıf… olduğunu nasıl biliyordun? Hayır, teşekkürler.
How did you know… Jason was weak? No, thanks.
Jasonla birlikte herkesin biraz ot almasını sağlayın, tamam mı?
You make sure with Jason that everybody gets some, okay?
Jasondan biraz ot aşırdım. Evet, biliyorum.
Jason hooked me up with some weed. Sure, I know.
Jasonun Barbie Müzesine gitmek istemediğine eminim.
I'm sure Jason doesn't want to go to the Barbie museum.
Jasonun sana verdiği şey o, değil mi?
That's the thing that Jason gave you, right?
Tahani, Jasonda neye değer veriyorsun?
Tahani, what do you value about Jason?
Evet, Jasonda benden yapmamı istedi ve bende yapıyorum.
So I have been doing it. Yeah, well, Jason asked me to do it.
Hatta genç Jasonun Sarajevodaki bir patlamada öldüğü hikâyesini uydurdunuz.
You even concocted the cover story… that young Jason had died in a bombing in Sarajevo.
Jasondan nefret etmek için başka nedenlerin de var… Onu öldürecek kadar.
And you have other reasons to hate Jason and to kill him.
Results: 48, Time: 0.0234

Jasonu in different Languages

Top dictionary queries

Turkish - English