Examples of using Kâtibi in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Schischkin mi? O elçilik kâtibi değil.
Her zaman sıra olur ama kâtibi tanıyorum yani gün doğumunda sizi tekrar kumarhaneye getirebilirim.
Sol pencerenin yanında savcı ile kâtibi,… hapishane müdürü ve diğer hapishane çalışanları yer alır.
Valensin kâtibi Eutropius tarafından hazırlanan bu çalışma Breviarium ab Urbe condita adıyla bilinir ve kuruluşundan itibaren Romanın hikâyesini anlatır.
Avukatın, kafasını mahkeme kâtibi Hollyye doğru işaret ettiği kayıtlara geçsin lütfen.
Ama bulamadılar. Bölge kâtibi Gu-dol ve Kkeut-nyeo her yerde onu arıyor.
Hak-soo ve birçok erdemli askeri öldüren… Gobu kâtibi Baek Yi-hyuna yardım ettin.
En kötü ihtimal, bir dosya kâtibi, ona kaybolup kaybolmadığını sorar… bu olmayacak bile.
Her zaman sıra olur ama kâtibi tanıyorum… yani gün doğumunda sizi tekrar kumarhaneye getirebilirim.
Avukat katibi Lesley Ferrierin bıçaklanması mı?
Dosya katibiyim, Harrison Feed and Grainde.
Dosya kâtibini birkaç köfteli sandviçle ayarttım.
Fedaral mahkemenin katibi davanın düştüğünü söyledi.
Afedersiniz. Hey, Katip Bey, Yargıç Polk ile görüşmek istiyoruz.
Eğer bir katip iseniz, nasıl dövüştünüz?
Kâtibine sordum.- Hayır.
Kâtibine sordum.- Hayır.
Mesleği? Katibi, jüri seçimi devam.
Mesleği? Katibi, jüri seçimi devam?
Kâtibim ölüm ilanlarını tarıyor. İsimleri not alıyor.