Examples of using Körfeze in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Kontrol. Birinci, körfeze gidiyorum.
Milyon kg tavuk pisliği. Her yıl körfeze yığılmış.
Gemiler körfeze girene kadar.
Körfeze ilerleyin!
Körfeze ilerleniyor, efendim!
Körfeze attırdı'' da ne?
Körfeze doğru vurabilirim.
Kendisi körfeze yeni geldi.
Körfeze Şikago dan yeni geldi.
Sakın körfeze bir şey atmayın.
Körfeze geldiğim ilk zamanı hatırlıyorum.
Onun eşyalarını körfeze boşaltabilirler, tek umursadığım bu.
Onu körfeze attım.
Körfeze karşı harika bir manzaraları olacak.
Onu körfeze kaydırdılar.
Adam körfeze iki kez gitmiş.
Silahı körfeze fırlattım.
Körfeze dökülüp… New Jersey kadar bir hipoksik bölge yaratıyor.
Komşum, körfeze düştüğünü söyledi.
Komşum, körfeze düştüğünü söyledi.