Examples of using Kainat in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bunun seni kainat tarihinin en yaşlı duyarlı varlığı yaptığına inanıyoruz.
YıIdızlı kainat özel bir gezegen üzerine parlar.
Bu Kainat… iyi bir denemeydi.
Kainat çok cömert olabilir. Sana söylüyorum.
Kainat birleşik federasyonunda ondan daha popüler bir sanatçı yok.
Kainat birleşik federasyonunda ondan daha popüler bir sanatçı yok.
Kainat için Etherya, Despondosta kalmalı.
Bangkokun Kainat Güzeli yarışmasında ikinciydi.
Sonra, sessizlik ve durgunluk; kainat gece olmuştu.
Bir kitap satın almıştım,'' Kainat ve Dr. Einstein''-- Seattleda ikinci el kitap evinden aldığım kullanılmış ciltsiz bir kitapti.
Yerçekimi dünyada zayıf olabilir fakat kainat boyunca… bu denli zayıf değildir.
Bu bir kainat konuşması ve kainat bana bir kızla tanışacağını söyledi.
Geçmişte, kainat daha düzenliydi.
Yeni açığa çıkan kainat hakkında halkı eğiterek, teleskobundan bakması için insanları cesaretlendirdi.
bilinen diğer adıyla Kainat Güzeli Yarışması 14 Temmuz 2008de Nha Trang, Vietnamdaki Crown Convention Centerda düzenlendi.
Onlar da bizim gibi kainat hakkında düşünüp sırlarını ortaya çıkarmaya çalışıyorlar mıdır?
Julius Kent, kainat elçisi. Onlardan birisi salınan radyasyon oranın ölçerek.
Bütün kozmik kilitler bir noktada gevşer… ve kainat birkaç dakikalığına açılıp… Şöyle yazmıştınız,'' Zaman gelir… nelerin mümkün olduğunu gösterir.
Julius Kent, kainat elçisi. Onlardan birisi salınan radyasyon oranın ölçerek.
Kainat, gittikçe küçülür… yoğunlaşır,