Examples of using Kanıtlamanın in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Senin çılgınca ve paranoyakça teorini kanıtlamanın bir yolu yok.
Bu işe hazır olduğunu bana kanıtlamanın zamanı geldi artık.
Bunu yapanın Russo olduğunu kanıtlamanın kolay olmayacağını biliyorsun.
Şimdi gerçek bir Ozunu olduğunu kanıtlamanın zamanı geldi.
Eğer masumsan, işte kanıtlamanın yolu.
Eğer oralarda bir şey varsa, kanıtlamanın bir yolunu bulsan iyi olur.
Alinin o vakitte nerede olduğunu kanıtlamanın başka yolu olmalı.
Doğanın, onun babası olduğunu kanıtlamanın bir yolu bu.
Imkanı yoktur. Ama kanıtlamanın.
Haklı olduğunu bana kanıtlamanın zamanı geldi.
Babamıza haklı olduğunu kanıtlamanın zamanı geldi.
Başka suçlara yol açacağını düşünmezdim. Bir suçtan masumiyetimi kanıtlamanın.
Titan olmayı hak ettiğinizi kanıtlamanın tek yolu fethetmek.
Ve tutukladığın insanlar bunu kanıtlamanın anahtarı olabilir.
Ve tutukladığın insanlar bunu kanıtlamanın anahtarı olabilir.
Miles, Simon Hayesin Tanrı hesabının arkasında olduğunu kanıtlamanın zirvesindeyiz.
Miles, Simon Hayesin Tanrı hesabının arkasında olduğunu kanıtlamanın zirvesindeyiz.
O halde bunu kanıtlamanın başka bir yolunu bulsak iyi olur… yoksa oğlumuz kendini öldürtecek.
O halde bunu kanıtlamanın başka bir yolunu bulsak iyi olur… yoksa oğlumuz kendini öldürtecek.
Ama ailesinin cesetlerini mezardan deşmek dışında Frankin söylediklerinin doğru olduğunu kanıtlamanın hiçbir yolu yok.