KARAKURT in English translation

Examples of using Karakurt in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Karakurt'' olarak bilinen Cabal gizli ajanı zanlısı… OREA bombalanması ve Senatör Hawkins cinayeti… suçlamaları nedeniyle tutuklanıyor.
In connection with the OREA bombing and the murder of Senator Hawkins. has been taken into custody Alleged Cabal operative known only as Karakurt.
Deniz Karakurt, Türkiye, 2011,( OTRS:
Deniz Karakurt,(OTRS: CC BY-SA 3.0)
Deniz Karakurt, Türkiye, 2011,( OTRS:
Deniz Karakurt,(OTRS: CC BY-SA 3.0)
Kaynaklarımdan, Karakurtun ülkede olduğunu doğrulayan bilgiler aldım.
I have received information from my sources confirming that Karakurt is in country.
Karakurta dokunmadı mı?
He didn't touch Karakurt?
Cooper ve Tom Keen, Karakurtu Yvonne Gölü yakınlarında bir kulübede tutuyorlar.
Cooper and Tom Keen are holding Karakurt in a cabin near Lake Yvonne.
Eğer Karakurtu şimdi dışarı yollarsanız bu güzel ormandaki sessizliği ve huzuru koruyabilirsiniz.
We can preserve the quiet tranquility of these woods if you just send Karakurt out now.
Karakurtun gazeteci gibi davrandığını bilmemi istedin.
You wanted me to know Karakurt was posing as a reporter.
Union İstasyonu. Karakurtu kovalarken koridordan çıktığımda.
Union Station. Coming out of the tunnel I was chasing Karakurt.
Kaynaklarımdan Karakurtun ülkede olduğuna dair bilgi aldım.
I have received information from my sources confirming that Karakurt is in country.
Reddington aradı. Karakurtun elinde bir bomba varmış.
Reddington called. Karakurt is in possession of an ANFO LED.
Senatörü, Karakurttan önce bulmalısınız.
You need to find the Senator before Karakurt does.
Karakurta dokunmamış mı?
He didn't touch Karakurt?
Reddington aradı. Karakurtun elinde bir bomba varmış.
Karakurt is in possession of an anfo led. Reddington called.
Kaynaklarımdan Karakurtun ülkede olduğuna dair bilgi aldım.
Confirming that Karakurt is in-country. I have received information from my sources.
Karakurtun beyaz bir kamyonete patlayıcı koyduğunu düşünüyorlar.
With explosives. They think Karakurt has a white moving truck.
Karakurtun tehdit olduğunu düşünmen için onu törene yolladılar.
To make you think he was the threat They sent Karakurt to the memorial.
Beni kullandın. Karakurtun gazeteci gibi davrandığını bilmemi istedin.
You used me. You wanted me to know Karakurt was posing as a reporter.
Beni kullandın. Karakurtun gazeteci gibi davrandığını bilmemi istedin.
You wanted me to know Karakurt was posing as a reporter. You used me.
Kaynaklarımdan Karakurtun ülkede olduğuna dair bilgi aldım.
I have received information from my sources confirming that Karakurt is in-country.
Results: 77, Time: 0.0244

Karakurt in different Languages

Top dictionary queries

Turkish - English